top of page

18- Kehf suresi (Hubeyb öndeş meali)

Güncelleme tarihi: 7 Ara 2020

1-2-3- Övgü, kitabı kuluna indiren, ona [kitaba] herhangi bir eğrilik(hata) koymayan, kendi katından şiddetli bir perişanlık (azap) için¹ uyarsın ve düzgün-iyi eylemlerde bulunan o inançlılara, kendileri için, içinde ebedi olarak sakince kalacakları güzel bir ödül olduğunu müjdelesin² diye onu en doğru [yapan]³ olan Allah'adır.

¹: ayette (إنذار) mastarından olan (انذر) fiili, iki meful [nesne] alır. İkinci meful hazf edilmiştir [atılmıştır]. (Zamahşeri:keşşaf) yani "kendisinin katından şiddetli bir keder (azap) için korkutsun" ifadesine "neyi korkutsun?" sorusu sorulur. Buradan hazf edilen ikinci meful [nesne] olan (الذين كفرو) ["gerçeği örten kimseler"] ifadesi anlaşılır. Bu durumda "kafirleri uyarsın" anlamında olur.

²: buradaki (ببشّر) fiili (يبشر) şeklinde şedde olmaksızın da okunmuştur. (Zamahşeri:keşşaf) ilkinde "müjdelemek" diğerinde "sevindirmek" manasındadır. (müfredat : بشر)

³: buradaki (قيماً) kelimesi gizli bir (جعله) fiili ile mensuptur. (kadı beydavi, Zamahşeri:keşşaf)

4-5- bir de, "Allah bir çocuk edindi" demiş olanları uyarsın diye... Ne onlara ne de atalarına o konuda hiçbir bilgi yoktur. Ağızlarından çıkan bir kelime¹ olarak [o sözleri] ağırdır! Bir yalandan başkasını söylemiyorlar!

¹: "kelimeten=كلمة" ifadesi temyiz olarak mensuptur. Cümleye daha kuvvetli bir anlam katar. (كلمةٌ) şeklinde de okunmuştur (zamahşer:keşşaf) bu kıraat'te "ağızlarından çıkan kelime, ağırdır!" manasındadır.

6- Eğer bu söze (kur'an'a) hiç inanmazlarsa onların tercihleri üzerine kendi benliğini mahvedeceksin [diye] bekliyorlar.¹

¹: ayetteki (لعل) kelimesi, beklenti bildiren bir kelimedir. Buradaki beklenti, insanlar tarafından olan bir beklentidir. Hud 12. ayetin dipnotuna bakınız)

7- Gerçekten biz, yerin üzerinde [yeryüzünde] kendisine bir süs olarak ne varsa, [hepsini] eylem bakımından onların [insanların] hangisinin daha güzel olduğunu sınamak için yaptık.

8- Gerçekten biz, onun [yerin] üzerinde ne varsa, [hepsini] mutlaka kuru, bitkisiz bir toprak yapıcıyız.

9- Yoksa kehf ve rakim ashabının[dostlarının] şaşılacak ayetlerimizden[kanıtlarımızdan] olduğunu mu sandın?

10- Hani (o) gençler, dağdaki geniş¹ mağaraya sığınıp "RAB'bimiz! Senin tarafından bize bir rahmet ver, işimizden bir doğruluk hazırla." demişlerdi.

¹: ayetteki (كهف) kelimesinin manası dağdaki geniş mağaradır. (Zamahşeri:keşşaf)

11- Ardından, dağdaki geniş mağarada senelerce kulaklarının üzerlerine (ses) vurduk.¹

¹: Konuyla ilgili şu açıklamayı okuyabilirsiniz: https://www.bilimveyaratilisagaci.com/2019/02/114-bunun-uzerine-yillarca-magarada-kulaklarina-vurduk-kehf-11-ayeti-bize-ne-diyor/

12- Sonra iki ekibin hangisinin, süre bakımından ne kadar kaldıklarını daha iyi hesap edeceğini bilmek için onları dirilttik [uyandırdık¹].