39- Zümer suresi (Hubeyb öndeş meali)
Güncelleme tarihi: 28 Ara 2020
1- (o) Kitabın kısım kısım indirilişi devamlı üstün olan, hakim/hikmetli olan Allah'tandır.
2- Gerçekten biz, kitabı sana Hak ile [gereğince] indirdik. O halde Allah'a, dini ona adayan/mahsus kılan olarak kulluk et.
3- Dikkat! Halis[arınmış] din, sadece Allah'ındır. Ondan [Allah'tan] beride veliler edinmiş olanlar "Biz ancak itibar bakımından bizi Allah'a yaklaştırmaları için onlara kulluk ediyoruz" [derler]¹. Gerçekten Allah, hakkında onların ayrılığa düştükleri ne ise o konuda aralarında hüküm verir. Gerçekten Allah, yalancı olan, çokça nankör olan kimseye yol göstermiyor.
¹: "derler" [يقولوون] sözü hazf edilmiştir.
4- Allah, bir çocuk edinmek isteseydi, yarattıklarından tercih ettiğini mutlaka özel olarak seçerdi. O, münezzehtir, tek olanın, egemen olanın ta kendisidir.
5- Gökleri ve yeri [tüm evreni] Hak ile [gereğince] yarattı. Geceyi, gündüzün üzerine yuvarlıyor; gündüzü, Gecenin üzerine yuvarlıyor. Güneşi ve ay'ı hizmete sundu. Her biri, isimlendirilmiş [belirlenmiş] bir süre sonuna akıp gidiyor. Dikkat! O devamlı üstün olandır, çokça bağışlayandır.
6- Sizi bir tek canlıdan¹ yarattı, sonra ondan (onun türünden²) onun eşini yarattı. Sizin için, sağmal hayvanlardan sekiz çift-sınıf indirdi. Sizi, üç karanlıkta bulunan bir yaratılışın ardından annelerinizin karnında bir yaratılış olarak yaratıyor. İşte o, yönetim kendisine ait olan RAB'biniz Allah'tır. Ondan başka hiçbir Tanrı yoktur. Nasıl oluyor da geri çevriliyorsunuz?
¹: "Can" [nefs=نفس] ile İlk hücre kasıt edilmiş de olabilir. Hücre teorisine göre tüm canlılar bir tek hücreden gelmiştir.
²: "min=من" harfi cerr'i "türünden" anlamındadır. "Bir parçasından" anlamında değildir. Örneğin Tevbe 128. Ayette geçen "Size kendi canınızdan bir Elçi geldi" ifadesi, "kendi türünüzden bir Elçi geldi" anlamındadır.
7- Eğer, nankörlük (küfr) ediyorsanız [bilin ki] kesinlikle Allah, sizden daha zengindir [size ihtiyacı yoktur]. Kulları için nankörlüğe (küfre) razı olmaz; teşekkür ederseniz, sizin için ona [teşekküre] razı olur. Hiçbir yüklenici (günahkar) başkasının yükünü (günahını) yüklenmez. Sonra, dönüşünüz sadece RAB'binizedir. Ardından o, bulunmakta olduğunuz eylemlerinizi size haber verir. Gerçekten o, göğüslerin sahibini bilendir.
8- İnsana bir zarar temas ettiği zaman, samimi bir şekilde RAB'bine dua eder. Sonra, [RAB'bi] kendisinden bir rahmeti ona yolladığı zaman, önceden ona yalvardığını unutur ve Allah'a, onun yolundan saptırmak için denk (Tanrılar) sayar. "Nankörlüğün (küfr) ile birazcık geçin. Gerçekten sen, ateşin dostlarındansın." de.
9- Yoksa, gönülden itaatkar kimse gecenin saatlerinde secde halinde ve ayakta iken, Ahirete [son hayata] dikkat ederken ve RAB'binin rahmetini umarken, [isyan eden kimse gibi midir]?¹ "Bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Sadece sağlıklı akıl sahipleri düşünüp öğüt alır" de.
¹: Haber cümlesi olan "ke-men huve a'sa=كمن هو عاص" hazf edilmiştir. (Müşkül i'rab-ul kur'an)
10- [Şunu] bildir¹: Ey inanmış kullarım! RAB'binize (karşı gelmekten) sakının! Bu dünya [ilk] hayatında güzellik [iyilik] etmiş kimselere bir güzellik vardır. Allah'ın yeri [dünyası] geniştir. Sabır edenlere, ödülleri herhangi bir hesap olmaksızın tamamen verilir.
¹: "kul=قل" sözü "Şunu bildir" manasında da kullanılır. Her zaman "de ki" anlamında değildir. Örneğin: İsra 53. Ayette "Kullarıma söyle(*), en güzel olanı söylesinler." denilmiştir. Bu ayette de "kul=قل" sözü "de ki" anlamında değil, "şunu bi