top of page

56- Vakıa suresi (Hubeyb öndeş meali)

1- (O) vaka [olay] vuku bulduğu [gerçekleştiği] zaman...

2- onun vukusu [gerçekleşmesi] için hiçbir yalancı [yalan çıkarıcı, mevcut]¹ değildir.

¹: "Yalan çıkaran yoktur" anlamındadır. Bu ifade, olayın kesinlikle gerçekleşeceğini vurgulamaktadır. "Büyük çöküş" ve "büyük yırtılma" gibi pek çok teori ve evrendeki entropinin geri çevrilemez oluşu evrenin nihayetinde bir sonu olduğunu göstermektedir. Yani bilim, bu ayeti doğruluyor.

3- [O], alçaltandır, yükseltendir.

4-7- [o olay gerçekleştiği] yani¹ yer, tam bir sarsıntı şeklinde sarsıldığı ve dağlar paramparça olduğu zaman, un ufak toz halinde savrulmuş hale geldi ve siz üç çift/sınıf oldunuz.

¹: 4. Ayette geçen "iza=إذا", ifadesi 1. Ayetteki "iza=إذا"'dan bedeldir. (zamahşeri:keşşaf)

8- Artık, Sağ tarafın¹ dostları, nedir sağ tarafın dostları?

¹: Hakka 19. Ayette bahsedilen "kitabın sağından verilme" olayıyla alakalı olabilir. Ya da "sağ" Saffat 28. Ayetteki gibi "iyi taraf" anlamında olabilir. Bu durumda ayet "iyi tarafın dostları" anlamındadır.

"sağ" ile bazen "mutluluk, bereket ve hayır" manası da kasıt edilir. (müfredat : يمن) bu durumda "mutluluğun, hayrın, bereketin dostları" anlamındadır.

9- Uğursuz/sol tarafın dostları, nedir uğursuz/sol tarafın dostları?

10- (İyilikte) öne geçenler, (ahirette de) öne geçenlerdir.¹

¹: İlk "ves-sabikune=والسابقون" müpteda, ikincisi ise haberdir. Çeviri buna göre yapıldı. Bununla birlikte, ikincisinin sıfat, 11. Ayetin ise haber olması da mümkündür. (Nehhas: i'rab-ul kur'an) buna göre "Öne geçenler var ya o öne geçenleri, işte onlar..." şeklinde meal edilebilir.

11-12- İşte bunlar [öne geçenler], Naim cennetlerinin içinde yaklaştırılmışlardır.

13-14- [Onlar] öncülerden-öncekilerden olan bir bölümdür. Diğerlerinden/sonrakilerden olan pek azınlıktır.

15- Cevherle işlenmiş yatakların üzerindedirler.

16- Onların [yatakların] üzerinde karşılıklı haldeyken...

17-18- Kalıcı [ölümsüz] yapılmış çocuklar, onların karşılarında, bardaklarla, testilerle ve [su] kaynaklarından (doldurulan) kaselerle dönüp dolaşır.

19- Ondan [o içeceklerden] yana baş ağrısı yaşamazlar ve [bilinçlerini] yitirmezler.

20-21- Yararlı görüp seçtiklerinden meyvelerle ve iştahlandıklarından kuş etiyle [karşılarında dönüp dolaşırlar].

22-24- Saklanmış inci misali güzel gözlü huriler, bulunmakta oldukları eylemlere bir karşılık olarak [karşılarında dönüp dolaşır].¹

¹: Bu ifade, "Kalıcı [ölümsüz] yapılmış çocuklar" ifadesine atıftır. (Beydavi) çeviri bu gramer açıklamasına göre yapıldı.

Ya da bu ifadeler öznedir, haber olan "lehum=لهم" hazf edilmiştir. (Müşkül i'rab-ul kur'an) buna göre "...eylemlerine karşılık olarak kendilerinindir." şeklinde meal edilebilir.

25-26- Onda [cennette] 'boş' hiçbir [şey] ve kasıtlı suça sevk eden hiçbir [şey] işitmezler. Ancak, bir söz yani tamam Esenlik olan bir Esenlik [sözü işitirler].

27- Sağ dostları, nedir sağ dostları?

28-31- Dikensiz sedir ağacının, dizilmiş bir akasya ağacının, uzatılmış bir gölgenin ve akan suyun içindedirler.

32-33-34- Kesilmeyen ve engellenmeyen pek çok meyvelerin, yükseltilmiş döşeklerin içindedirler.

35- Gerçekten biz, onları [inançlı kadınları]¹ tam bir inşaa olarak inşaa ettik.

¹: "hunne=هن" zamiri, dünyadaki inançlı kadınlara gitmektedir. (zad'ul mesir)

36-38- Ardından, 'sağın dostları' için onları [inançlı kadınları] yaşıt, sevgisini [eşine] belli eden¹ dokunulmamış bir hale getirdik.

¹: "urub=عرب" kelimesinin tekili olan "arubetun=عروبة" kelimesi, iffetinden dolayı halini ve eşin[e olan] sevgisini belli eden, eşine aşık olan kadın demektir. (müfredat :عرب)

39-40- [sağın dostları] öncülerden/öncekilerden olan bir bölümdür ve diğerlerinden/sonrakilerden olan bir bölümdür.

41- Solun dostları, nedir solun dostları?

42-44- Bir zehirin, bir kaynar suyun ve dondurucu olmayan ve değerli olmayan siyah dumandan bir gölgenin içindedir.

45-48- Gerçekten onlar, işte bunlardan önce zengin şımarıklardı, en büyük suç üzerinde ısrar ediyorlardı ve "öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı? Gerçekten biz mi yeniden diriltilmiş [olacağız]? Öncü-önceki atalarımız da mı [yeniden diriltilmiş olacak]?" diyorlardı.

49-50- "Gerçekten, öncekiler ve sonrakiler, bilinen günün belirlenmiş vaktine kadar mutlaka toplanmış [olacaktır]" de.

51-"Sonra, gerçekten siz, ey çokça yalanlayanlar, yolu kaybetmiş olanlar! "

52- "Zakkum'dan bir ağaçtan mutlaka yiyeceksiniz."

53- Artık, karınlar ondan [o ağaçtan] dolacaktır.

54- Ardından, onun üzerine kaynar sudan içecidirler.

55- Çok susayanın içmesi [gibi] içicidirler.

56- Bu, dinin gününde onların ağırlanışıdır.

57- Biz yarattık sizi, artık doğrulamanız gerekmez mi?

58-59- Döktüğünüz [meniyi] bana haber verin: onu siz mi yaratıyorsunuz? Yoksa biz mi yaratıcılarız?

60-61- Aranızda ölümü biz belirledik. Sizin benzerinizi [sizinle] değiştirme ve kendisini bilmediğiniz [şeyin] içinde sizi inşaa etme konusunda asla önüne geçilmiş (hükümlerine engel olunmuş) değiliz.

62- Elbetteki, ilk/önceki inşa'yı bilmiştiniz. Artık, düşünüp öğüt almanız gerekmez mi?

63-64- Ekip biçtiğiniz [şeyleri] bana haber verin: onları siz mi yetiştiriyorsunuz? Yoksa biz mi yetiştiriciyiz?

65- Şayet tercih edersek, onu çer çöp haline getiririz de şaşırır bir hale gelirsiniz.

66-67- "Gerçekten biz, kayba uğratıldık! Hayır! Biz, mahrum bırakılanlarız" [dersiniz].

68-69- O halde, içtiğiniz suyu bana haber verin: onu [suyu], parlak/beyaz¹ buluttan siz mi indirdiniz? Yoksa indiriciler biz miyiz?

¹: (müfredat : مزن, kurtubi)

70- Şayet tercih etseydik onu [o suyu] sıcak/acı yapardık. O halde, teşekkür etmeniz gerekmez mi?

71-72- Çıkardığınız ateşi bana haber verin: onun ağacını siz mi inşa ettiniz? Yoksa inşa edenler biz miyiz?

73- Onu, bir hatırlatma ve kırda kalanlara/gelip geçenlere bir faydalanma olarak yaptık.

74- O halde, en büyük RAB'binin ismini tenzih et.

75- Artık, yıldızların düştükleri yerleri (kara delikleri)¹ delil getiririm ki².

¹: "mevaki =مواقع", "mevki=موقع" kelimesinin çoğuludur. "konumlar" veya "düştükleri yerler" anlamına gelir. (müfredat: وقع) Yıldızların düştükleri kara delikleri kasıt ediyor olabilir.

²: "le uksimu=لا أقسم" ifadesinin başındaki "le=لا" zaiddir. (zamahşeri: keşşaf) bunu zaid saymayarak "işaret etmiyorum" manası verenler de vardır. (Beydavi)

76- Şayet biliyor olsaydınız, gerçekten o, büyük bir delildir.

77- Gerçekten o, değerli bir kur'an'dır [kur'an'ı kerimdir].

78- saklanmış bir kitabın içindedir.

79- Ona¹, ancak temizlenenler temas edebilir.

¹: "Ona" zamiri, kur'an'a da gidebilir, "saklanmış kitap" denilen kitaba (muhtemelen levh-i mahfuz) da gidebilir. Ayetin her iki anlama göre de gelebileceği pek çok mana vardır. Eğer zamir kur'an olursa,"görünen kirlerden temizlenmiş/abdest almış" veya "günahtan temizlenmiş" veya "şirkten temizlenmiş" veya manasında olabilir. (zad'ul mesir, ayrıca bkz: kurtubi, Fahreddin Razi)

80- Kısım kısım indirilişi alemlerin [varlıkların] RAB'bi[tarafın]dandır.

81-O halde siz, bu konuda mı ciddiyetsiz davrananlarsınız?

82- Rızkınızı/teşekkürünüzü¹, yalanlamanız mı sayıyorsunuz?

¹: İbni Abbas kıraat'inde "tecaulune şukrekum=تجعلون شكركم" şeklindedir. (Nehhas: i'rab-ul kur'an, kurtubi)

83-87- O halde, (can) boğaza ulaştığında, o sürede siz bakıp dururken hâlbuki biz size sizden daha yakın iken fakat siz bakmıyor iken eğer siz gerçekten de din/karşılık bulacaklar değilseniz [kendi canınıza geri dönmeniz] gerekmez miydi? Eğer dürüst idiyseniz, ona [canınıza] geri dönsenize?¹

¹: 87. Ayetteki ifade 83. Ayetteki "iza=إذا" zarfının amilidir. Birinci "levla =لولا" ifadesinin teşvik ettiği ifadedir. İkinci "levla=لولا" tekid içindir. (Beydavi)

88-89- Yaklaştırılmışlardan olana gelince ise: artık, [ona¹] bir nefes/rahatlık, bir reyhan ve bir Naim'in cenneti vardır.

¹: "ravhun... =روحٌ.." ve diğer ifadeleri, Takdiri bir "lehu=له" ifadesinin haberidir. (Halebi: duru-l mesun)

90-91- Sağ dostlarından olana gelince ise: "Sağ dostlarından bir esenlik senindir"

92-94- Yolucçokça kaybetmiş çokça yalanlayanlayna gelince ise: "[Sana] kaynar sudan bir ağırlama ve kızgın ateşi[n azabını] çekme vardır."

95- Gerçekten bu, kesin olan Hakkın [gerçeğin] ta kendisidir.

96- O halde, en büyük RAB'binin ismini tenzih et.

580 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page