top of page
Yazarın fotoğrafıHubeyb Öndeş

66- Tahrim suresi (Hubeyb öndeş meali)

1- Ey Nebi! Allah'ın sana helal ettiğini, eşlerinin razı oluşlarını arayarak niçin haram ediyorsun?¹ Allah, çok bağışlayandır, rahimdir.

¹: Maide 87. Ayetteki mesajın aynısıdır.

2- Allah, yeminlerinizi çözme [yöntemini] sizin için belirledi¹. Allah, sizin sahibinizdir. O, devamlı bilendir, hakimdir/hikmetlidir.

¹: "farada=فرض" fiili, "ale =على" harfi cerr'i ile "Şart koştu" anlamında kullanılır. (örneğin: Kasas 85,) ancak "li=ل" harfi cerr'i ile "Şart koşmak" anlamında değil; "belirlemek" anlamında kullanılır. (örneğin: bakara 237) İlgili ayette "Allah, yeminlerinizi çözme yönetimini [kefaret gibi] size açıkladı," şeklinde açıklanmıştır. (Tenvir-ul mikbas, müfredat: حل)

3- Hani Nebi, eşlerinden bir kısmına bir olayı/sözü¹ sır vermişti. Ardından, [eşlerinden biri] onu bildirince ve Allah bunu, ona [Nebi'ye] bildirince (Nebi) onun bir kısmını tanıttı ve bir kısmından vazgeçti. Ardından, [Nebi] bunu, ona [eşine] bildirince, [eşi] "Bunu sana bildiren kimdir?" dedi. [Nebi] "Devamlı bilen, devamlı haberdar olan bana bildirdi" dedi.

¹: Bu olay hakkında pek çok şey söylenmiştir. Bunlardan biri de, peygamber'den sonra hz. Ebu Bekir ve hz. Ali'nin halife oluşudur. (kurtubi, beydavi) anlaşıldığı kadarıyla peygamber bu veya başka bir gerçeği eşlerinden bir kısmına haber vermiş ve eşlerinden biri ifşa etmiştir.

4- Eğer, ikiniz Allah'a tevbe ederseniz [bilin ki] ikinizin kalpleri eğilmiştir. Eğer, ona [Nebi'ye] karşı sırt sırta verirseniz [destekleşirseniz], artık [bilin ki] gerçekten Allah, onun sahibidir. Cebrail, inançlıların düzgün-iyi olanı ve bundan sonra melekler, onun devamlı destekçisidir.

5- Eğer, sizden boşanırsa, [Allah'ın] sizden daha hayırlı olan müslüman [teslim olan], inançlı, [Allah'a] itaatkar,¹ tevbe eden, [Allah'a] kul olan, seyahat eden/kendini tutan², dul kadınları bir de bekar kadınları onun için [sizin yerinize] değiştirmesi umulur.³

¹: "ka'nit=قانت" kelimesi, "Allah'a itaatkar" anlamında kullanılır. (Ahzab 35)

²: "seyahat edenler" manasında olan (السائحون) kelimesi "kulak, göz ve dil organlarını günahtan koruma" manasında bir "oruç" olarak açıklanmıştır. (müfredat : سيح) "normal oruç, hicret, bilgi için seyahat etme," gibi pek çok manada da anlaşılmıştır. (Zamahşeri: keşşaf & kurtubi tevbe 112)

6- Ey inanmış olanlar! Kendi canınızı ve ailenizi/halkınızı, yakıtı insanlar ve taşlar olan, üzerinde Allah'ın kendilerine emir ettiğine baş kaldırmayan ve kendilerine ne emir olunuyorsa onu yapan güçlü sert melekler bulunan bir ateşten koruyup sakındırın.

7- Ey gerçeği örtmüş olanlar! Bugün, özür sunmayın. Sadece, bulunmakta olduğunuz eylemlerinizi karşılık olarak bulursunuz.

8- Ey inanmış olanlar! Allah'a, Nasuh bir tevbe olarak tevbe edin. Allah'ın, Nebi'yi ve onunla birlikte inanmış olanları mahçup etmeyeceği günde sizden çirkinliklerinizi [kötülüklerinizi] tamamen örtüp kaybetmesi ve alt taraflarından ırmaklar akan cennetlere girdirmesi beklenir. [o gün] onlar "RAB'bimiz! Aydınlığımızı (Nurmuzu) bizim için tamamla ve bizim için [günahlarımızı] bağışla. Gerçekten sen, her şeye imkanı olansın." derlerken, onların aydınlıkları önlerinde ve yeminlerinde/sağlarında koşar.

9- Ey Nebi! (o) kafirlere [gerçeği örtenlere] ve Münafıklara [ikiyüzlülere] karşı savunma yap (Cihad et)¹ ve onlara karşı sert ol. Onların barınağı cehennemdir. Ne kötü dönüş yeridir.

¹: Cihad, müdafaa/savunmada tüm gücünü kullanmaktır. (müfredat : جهد) Demekki, kendilerine karşı sert davranılması emir edilenler, saldıranlardır. Diğer ayetler de bunu doğruluyor. (Bkz: Bakara 190-194, 256, Nisa 75, hac 39-40, maide 32, İsra 33,)

10- Allah, gerçeği örtmüş olanlara bir misal olarak Nuh'un hanımını ve Lut'un hanımını örneklendirdi. O iki kadın, kullarımızdan düzgün-iyi olan iki kulumuzun (nikahı) altında idiler. Ardından, o iki kadın, o ikisine ihanet etti. O ikisi, Allah'tan [gelen herhangi bir şeye karşı] hiçbir açıdan o iki kadına yeterli gelmediler. "Siz iki kadın, (ateşe) girenlerle birlikte ateşe girin." denildi.

11- Allah, inanmış olanlara Firavunun hanımını bir misal olarak örneklendirdi. Hani "RAB'bim! Bana katında, cennetin içinde bir ev bina et, beni Firavundan ve onun eyleminden kurtar. Beni, zalimler milletinden kurtar" demişti.

12- Kendi ırzını korumuş olan, İmran'ın kızı o kadın Meryem'i [de misal olarak örneklendirdi] Onun içine¹, kendi ruhumuz'dan üfledik. RAB'binin kelimelerini ve kitaplarını doğruladı. [Allah'a] itaatkar idi.

¹: "fiha=فيها" şeklinde de okunmuştur. (zamahşeri:keşşaf)

598 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page