1- Güneş, kör edildiği¹ [ışığını yitirdiği] zaman
¹: (Ferra meani-l kuran, kurtubi, Ebu hayyan el garniti, bkz: كور: {كورت}: أذهب ضوءها)
2- Yıldızlar, darmadağın olduğu¹ zaman,
¹: (müfredat : كدر)
3- Dağlar, gezdirildiği zaman,
4- On aylık hamile [develer],¹ gereksiz sayılıp bırakıldığı zaman,
¹: "Bulutlar, yağmursuz bırakıldığında" anlamında olduğu da söylenmiştir (Beydavi).
5- Vahşi hayvanlar, bir araya toplanıldığı zaman,
6- Büyük sular, tutuşturulduğu¹ zaman,
¹: "çekildiği zaman" anlamında da olabilir. (müfredat: سجر) Su, oksijen ve hidrojen'den oluşmaktadır. Bu iki madde birbirinden ayrıldığı zaman, denizler yanabilir. (mevdudi)
7- Benlikler eşleştirildiği zaman,
8-9- Diri diri gömülen kız çocuklarının cezayı gerektiren hangi işleri (!) sebebiyle [gömüldükleri] sorgulandığı¹ zaman,
¹: "seelet=سألت" yani "Sordukları zaman" şeklinde de okunmuştur (Fahreddin Razi)
10- Sayfalar, yayıldığı/dağıtıldığı zaman,
11- Gök, sıyırıldığı¹ zaman,
¹: "Gök" ile kasıt edilen, bildiğimiz gökyüzü de olabilir, yerden yukarıda olan herhangi bir cisim de olabilir. "sema=سماء" kelimesinin "yerden yukarıda" olan her şeye, [mesela evin çatısı, atın sırtı, yağmur, bulut, vb.) denildiği malumdur. (bkz: Kurtubi bakara 19. Ayetin tefsiri, müfredat: سماء ve ارض maddeleri) belkide, kıyamet esnasında atmosfer, ozonosfer, gibi tüm gök tabakalarının yok olacağına işaret olabilir.
12- Kızgın ateş, alevlendirildiği zaman,
13- Cennet, yaklaştırıldığı zaman,
14- [Her]¹ can (nefis), ne hazır ettiyse, onu bilmiştir.
¹: "nefsun=نفسٌ" kelimesi, geneli kapsamaktadır. (Beydavi). Yani "tüm canlar" anlamındadır.
15-18- Artık hayır! Saklananlar yani akıp giderek kaçanlar¹; dönüp gittiği zaman gece; nefeslendiği zaman sabah delildir ki,
¹: Gezegenler veya yuvalarına saklanan hayvanlar olabilir. Kelime anlamları, bu ve benzeri anlamlara müsaittir. (Fahreddin Razi)
19-21- Gerçekten o, bir kuvvet sahibi olan, arş'ın [yönetimin] sahibinin katında bir itibarlı olan, orada gönülden itaat edilen, güvenilir olan çok değerli bir Elçinin bildirisidir.¹
22- Dostunuz, asla bir cinlenmiş/delirmiş değildir.
23- Elbetteki, onu apaçık ufukta görmüştü.
24- O, Gayb [gizlilik] konusunda, asla cimri değildir [gerçeği gizlemez].
25- O, kovulmuş bir şeytanın bildirisi değildir.
26- Artık, nereye gidiyorsunuz?
27-28- O, ancak Alemlere [varlıklara] yani, sizden dosdoğru olmayı tercih etmiş kimselere hatırlatmadır (zikirdir).
29- Ancak Alemlerin RAB'bi olan Allah [imkan] var ettiyse¹, siz tercih edebilirsiniz.
¹ : ''şae=شاء'' fiili Allah'tan olursa ''Var etmek''; kuldan olursa ''isabet etmek [elde etmek]'' anlamındadır. (Müfredat: شاء)
Comments