ALLAH DİLEMEDİKÇE İNSAN DİLEYEMEZ
- MUSTAFA ALİ UÇAR
- 5 gün önce
- 4 dakikada okunur
“Allah kulunun dileyebilmesini dilemiştir.”

1. Tekvîr 29
وَمَا تَشَاءُونَ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللّٰهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ“Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” (Tekvîr 81:29)
2. İnsân 30
وَمَا تَشَاؤُونَ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللّٰهُ“Siz, ancak Allah’ın dilemesiyle (bir şeyi) isteyebilirsiniz.” (İnsân 76:30)
İlgili ayetleri sure bağlamında ve kuran bütünlüğünde okuyunuz..
Ayetlerdeki “dileyemezsiniz” ifadesi, insanın iradesini inkâr etmez
Kur’an’ın birçok yerinde Allah insanların iman etmelerini, salih amel işlemelerini, hatta kendi seçimleriyle sapabileceklerini açıkça söyler:
فَمَنْ شَاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَاءَ فَلْيَكْفُرْ“Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.” (Kehf 18:29)
“Şüphesiz Allah, bir topluluğun durumunu, onlar kendilerindekini değiştirinceye kadar değiştirmez.”
(Ra‘d 13/11)
“Biz ona yolu gösterdik; ya şükredici olur ya da nankör.”
(İnsan 76/3)
“(Nefis) kendi kazandığı iyiliklerin yararına, işlediği kötülüklerin de zararına sahiptir.”
(Bakara 2/286)
De ki: Ey insanlar! Size Rabbinizden hak geldi. Artık kim doğru yolu bulursa, kendi lehine; kim saparsa, kendi aleyhinedir.”
(Yûnus 10/108)
İnsan İradesi Gerçektir ama Ontolojik Olarak Allah’a Bağımlıdır
Kur’ân, insanın irade sahibi olduğunu, iyi ve kötüyü tercih etme kapasitesine sahip olduğunu açıkça bildirir:
"İmmâ şâkiran ve immâ kefûrâ."“(İnsana) ya şükredici ya da inkârcı olma yolunu gösterdik.” (İnsan 76/3)
"Femen şâe fe’l-yu’min ve men şâe fe’l-yekfur."“Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.” (Kehf 18/29)
Bu ayetler, insanın seçim hürriyeti olduğunu açıklar.
Bu dilemenin gerçekleşmesi,
Tercihin bir fiile dönüşmesi,
Eylemin yaratılması...
Hepsi, Allah’ın yaratmasıyla vuku bulur. İşte bu nedenle Kur’an şunu söyler:
"Siz dileyemezsiniz; ancak Allah dilerse (o dileme yaratılır)." (Tekvîr 81/29)
Bu cümle şunu demiyor:
“Siz irade edemezsiniz.”
Aksine şunu diyor:
“İrade etme gücünüz varsa da, bu gücün fiil olarak ortaya çıkması için Allah’ın yaratması gerekir.”
Bu, ontolojik bağımlılık demektir:İrade sana ait; ama o iradenin oluş ve varoluşu, Allah’a bağlıdır.
Temsilde hata olmasın, bir asansörün başına geçtiğimizde, yukarı veya aşağı inme konusunda tercih bizimdir. Tercih yaptıktan sonra, yukarı veya aşağı inmeyi biz yapmıyoruz, asansör yapıyor.
Allah tercih hakkını bize vermiş, ancak gerisini kendisi yaratmaktadır. İsterse tercih hakkını da vermeyebilirdi.
Kul kesb eder: İnsan, iradesiyle amellerini kazanır, niyet eder, çalışır ve irade ortaya koyar.
Allah halk eder: Elde edilen fiillerin varlığı ve gerçekliği ise Allah’ın yaratmasıyla mümkün olur.
Bu, "Ancak Allah, o meşieti (dileme gücünü) size vermeyi dilerse, bu müstesna" demektir. Çünkü meşîet (dileme) fiili, sonradan meydana gelen, yaratılan bir sıfattır. Binâenaleyh onun meydana gelmesi için, mutlaka başka bir meşiete ihtiyaç vardır. Velhasıl bu ayetlerin toplamından, istikamet (hidayet) fiilinin, istikameti istemeye; bu stemenin de, Allahü teâlâ'nın vermesine bağlı olduğu neticesi ortaya çıkmaktadır. Birşeye bağlı olan birşey ise, ancak o şeye dayanır.Binâenaleyh kulların fiilleri, olumlu da olsa, olumsuz da olsa, Allah'ın meşîetine varıp dayanır. Bu, ehl-i sünnet âlimlerimizin izahıdır. Razi
Tefsirlerde konu bu şekilde anlaşıldığı görülmektedir.
Allah’ın dilemesi, haşa, gelişigüzel (عبثًا) değil; hikmete, adalete ve kulun iradesine göredir.
"Allah, zulmetmez; insanlar kendilerine zulmeder."
(Yûnus 10:44)
"Allah, zerre kadar zulmetmez."
(en-Nisâ 4:40)
“Artık kim saparsa, kendi aleyhine sapar; kim doğru yola girerse, kendi lehine girer.”
(İsrâ 17:15)
Ancak fasıkları saptırır."
(el-Bakara 2:26)
İnsan için, yalnızca çalışmasının, gayretinin, hâlis niyetlerinin karşılığı vardır
(Necm 39)
Kur’an’ın insanlar için, özellikle doğru yolu tercih etmek isteyenler için uyarıcı, hatırlatıcı ve yol gösterici bir kitap olduğu vurgulandıktan sonra, “doğru yoldan gitmek isteyenler için” ifadesinin açıkça gösterdiği üzere, İslâm’ın din ve vicdan özgürlüğü ilkesi esas alınarak, artık bunlardan ders çıkarıp doğru yolu seçmek insanların hür iradelerine bırakılmış; dolaylı olarak hiç kimsenin kendi iradesinin dışında bir tercihe zorlanamayacağına işaret edilmiştir. Bununla birlikte insanların irade ve eylem güçleri, bir işi dileyip isteme ve yapma imkânları da temelde kendilerinden değil, yine Allah’tandır. Ama imtihan gereği Allah böyle olmasını dilemiş, insanlara bazı eylemlerinde dileyip seçme ve irade hürriyeti vermiştir (bk. İnsan 76/30).
Kaynak :Kur'an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa: 566
Benzer mesajlar: Müddessir 74:56; İnsân 76:30. Yüce Allah’ın insana verdiği akıl, irade, fıtrat ve vicdan yeteneklerine ek olarak elçi ve vahiy desteğine rağmen doğru yolu tercih etmeyip bataklıkta kalmayı tercih edenler (Yûnus 10:100), kendi tercihlerini yapmışlar, yeryüzünün canlıları arasında en kötüsü (Enfâl 8:22) olmayı hak etmişlerdir.
Kur’ân’ın bir hatırlatma olduğunu beyan eden âyetten sonra gelen bu âyete göre, insanlardan bu doğrultuda tercih ortaya koyanların, zaten Yüce Allah’ın kendilerinden istediğini dilemiş olacakları gündeme getirilmektedir. Yüce Allah’ın insanlardan neyi istediği sorusunu cevaplamak çok büyük bir önem arz etmektedir. Zümer 39:7’de açıkça ifade edildiği gibi Yüce Allah insanların hidayete ermelerini istemektedir. Bu nedenledir ki insanlara “fıtrat, vicdan, akıl ve irade vermiş, kitaplar göndermiş ve peygamberler görevlendirmiş”, böylece hayat prensipleri belirlemiştir.
Mehmet okuyan kur'an Tefsiri
Sonuç
✅ Allah’ın dilemesi:
Rastgele (عبث) değildir.
Kulun iradesini yok saymaz.
Zulüm değildir.
Bu ilke, hem Kur’an bütünlüğüyle, hem de adalet ve sorumluluk esaslarıyla tam uyumludur.
Tekvir 29- Ancak Alemlerin RAB'bi olan Allah [imkan] var ettiyse¹, siz tercih edebilirsiniz.
İnsan 30- Ancak Allah, [imkan] var ettiyse¹, siz tercih edersiniz.² Gerçekten Allah, [en başından beri] devamlı bilendi, hakimdi/hikmetliydi.
¹: "şae=شاء" fiilinin aslı, bazılarına göre icat etmek ve isabet etmektir. Allah'tan olursa "icat [var etme]"; insanlardan olursa "isabet [yakalamak]" anlamındadır. (müfredat : شيء) ayete bu anlam doğrultusunda mana verildi.
Diğer türlü "Allah istemedikçe, siz isteyemezsiniz" anlamına göre yine özgür iradenin olmadığı sonucuna ulaşılmaz. Çünkü, diğer ayetlerde (bkz: İnsan 3, beled 10, kehf 29) iradeye sahip olduğumuz açıkça belirtilmiştir.
HUBEYB ÖNDEŞ
Hazırlayan: MUSTAFA ALİ UÇAR
Comments