top of page

KURANDA DENİZLERİN KARIŞMAMA ANLATISI BİLİMSEL ÇELİŞKİ MİDİR?

Güncelleme tarihi: 23 Kas 2022

Bir ayete çelişki olduğunu söylemek için mümkün olan bütün anlamları ile çelişkili olması gerekiyor tek bir anlamda bile çelişki olmazsa çelişki var diyemeyiz kuranın bir kelam ile çok şey söylemesi ile mümkün anlamlarınını hiç biri ile çelişmediğini hepsinin delileri ile geçerli olduğunu göreceğiz...



Peki bu anlatılar mecaz olabilir mi? bir şeyi mecaz olarak yorumlamak kuranın onu mecaz olarak kullandığını göstermez mecaz olduğuna dahil akli olarak nakli olarak deliler sunulur hitap eden dilin edebiyatında böyle bir mecaz kullanımı var mıdır bunlara bakılır. yaptığımız incelemelerde böyle bir şeye rastlamadık eski tefsirlerde bunun mecaz olarak kullanıldığını söyleyene rastlamadık


Kuran bir kelam ile çok şey söyleyen ilahi bir kelamdır. Lokman 27 Kehf 109


Gelelim Ayetleri incelemeye herkes ayetleri sure ve bağlam bütünlüğü içinde okusun anlatacaklarımız bağlama ile hiç bir çelişki oluşturmamaktadır aykırı düşmemektedir.


“İki denizi birbirlerine kavuşmak üzere salıvermiştir. Aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip karışmıyorlar.” (Rahman Suresi 19-20)

ki denizi birbirine salıveren de O’dur. İşte şu susuzluğu gideren tatlı bir su, diğeri de tuzlu ve acı bir sudur. Aralarına ise, Allah, birbirlerinin sınırlarını aşmaktan alıkoyan bir engel koymuştur.” (Furkan:53)


İlgili ayetler Bkz. 16/14, 27/61, 35/12, 55/19-20


https://www.kuranmeali.com/Sayfalar.php?sayfa=531 Ayetleri sure bütünlüğü ile okuyunuz..


Rahman süresinde genel olup denizin karışmaması ile ilgilidir Furkan suresi ise tuzlu su ve tatlı suyun karışmamasını söylemektedir biz ayetleri her iki şekilde inceleyeceğiz


Ayetlerde geçen الْبَحْرَيْنِ Bahr kelimesi okyanuslar, denizler, göller ve büyük nehirler gibi büyük su kütlelerinin tamamına denir.





Ayete geçen bir diğer kelime بَرْزَخ Berzah iki şey arasında her türlü engel, sınır için kullanılan genel bir kelimedir.



Ayete geçen diğer kelime ise يَبْغِيَانِۚ Yebġiyân Bir şeyin haddini aşacak şekilde olması haddi aşacak şekilde karışmaması tecavüz etmesi sınırları tamamen zorlamak aşırıya kaçmak



















Ayeti dil bilgisi ile bakarsak ayete ASLA أَبَدًا ebeden ve قَطُّ katt edatı ile gelmemektedir

Buda gösteriyor ki denizlerin bir biri ile karışmaması asla kesinlikle karışmadığını anlamına gelmez.. (istisnalar kaideyi bozmaz)



Şimdi bir kelam ile çok şeyi aktaran ilahi kelamın vermek istenen mesajına bakalım


Kuran açık anlaşılır sözleri kuranın mesajına yöneliktir bütünü ile okuyan verilmek istenen mesajı anlar.


Mesajın bağlam ile Özeti: Denizde olan tuzlu su ile içtiğiniz suyu karışmaması için ayıran rabbinizdir. ''O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? Rahman 22


Ayet bütünü ile okuyunca bunu kavramanız daha kolaydır.


Dünya ve ahiret de bizleri ilgilendirecek olan çok açık ve nettir.


Tabi ki ayet mesajını iletirken bir takım olgular üzerinden iletmesi bazı bilgilere işaret etmektedir.


Bu bilgileri şimdi inceleyelim....


Bahr kelimesi Su kütleleri olan bütün her şey için geçerli olduğundan yola çıkarak bunun göller nehirler yer altı suları olup berzah ise fiziksel engel kara kaya taş parçası olduğunu rahatlıkla söyleye biliriz ki bunu bazı tefsirlerde aktarılmıştı

"Ama aralarında bir engel vardır." engel ikisi arasındaki kara parçasıdır ki, bu da Hicazdır. Bu açıklamayı da el-Hasen ve Katade yapmıştır.


Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: "Aralarında bir engel vardır..." kelâmını açıklarken: "Yan yana olan iki kuyunun birinde tatlı su birinde de tuzlu su bulunmaktadır" dedi



Yer altı veya yer üstü içme tatlı suları ile tuzlu yer altı veya yer üstü suları arasında engel vardır..


Ayete Geçen berzah fiziksel engel ile sınırlayamayız bunu için elimizde hiç bir gerekçe yoktur nitekim eğer taş kaya kara ile sınırlı olsaydı bunu doğrudan söylemiş olurdu....


Bahr kelimesi tüm su kütleleri olan her şey için kullanılmasından yola çıkarak Gökte olan bulutlar su kütleleridir. Gökte ki bahr ''deniz'' (bulutlar) yerde ki bahr (okyanuslar denizler) diyebiliriz


Müfessirler aynı zamanda bunu da kapsadığını söylemişler.


İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir" âyetini açıklarken: "Burada her yıl birbirine kavuşan gökyüzü ve yeryüzü denizleri kastedilmektedir" dedi. İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: "İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir" âyetini açıklarken: "Burada gökyüzü ve yeryüzü denizleri kastedilmektedir" dedi. Taberi bu görüşü tercih etmiş ve şunları söylemiştir.


Cenâb-ı Hakk'ın "iki doğu" ... "iki batı" ve ifadeleriyle ilgili olarak açıklanan şeydir. Çünkü bu derleyici iki türe işarettir. Böylece bu ifadenin içerisine, göğün denizi de, yerin denizi de, tatlı olan deniz de, tuzlu olan deniz de girmiş olur. Allahü teâlâ, yerde, yerin sarıp kuşattığı denizler yaratmıştır. Yerdeki adaların (karaların) bir kısmını da sular (denizler) kuşatmıştır. Aynen bunun gibi, Allahü teâlâ yeri kuşatan ve yerin, üzerinde olduğu bir deniz yaratmış; o denizi de hava (atmosfer) çepeçevre kuşatmış Razi..



Ayete geçen berzah fiziksel engel anlamı sınırlı bir anlam olmamasından yola çıkarak bu engelin buharlaşma olduğunu hem tuzlu su ile tatlı suyun hem de gökyüzü denizi ''bulutlar'' ile yerde ki olan denizlerin bir birine karışmadığını söyleye biliriz..


Müfessirler de sadece fiziksel engel dememişler....


Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: kelâmını açıklarken: "Aynı seviyede olan iki denizi birbirine kavuşması için salıvermiştir, anlamındadır" dedi. (.....) âyeti hakkında ise: "Bu iki deniz sularının birbirlerine karışmamaları için Allah tarafından aralarında bir engel vardır, mânâsındadır" dedi. Başka bir lafızda ise: "Birinin suyu diğerine karışmamaktadır. Yani tuzlu su tatlı suya tatlı suda tuzlu suya karışmamaktadır" şeklindedir.


Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İkrime: "İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir" âyetini açıklarken: "Onları güzelleştirmiştir" dedi. "Aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmazlar" âyeti hakkında ise: "Berzah ifadesi ile birbirlerine karışmamaları için Allah'ın aralarına koyduğu engel kastedilmektedir" dedi.


Razi çok güzel bir şekilde şöyle demektedir Cenâb-ı Hak daha sonra, biraz önce de beyan ettiğimiz gibi, o iki denizin, tabiatları üzere akışlarına (karışmalarına) manî olduğuna işaret etmek için, "(Böyle iken) aralarında, yekdiğerine tecâvüz etmeye manî bir perde vardır" buyurmuştur. "Berzah", engel-perde demek olup, bu enget de, bazısında, Allah'ın kudretidir; diğerlerinde ise Allah'ın kudreti ile olandır. Çünkü bu iki deniz arasında, bazan gözle görülür, elle tutulur, yere ait bir mania bulunur, bazan ise böyle olmaz.


Ayet de istisnasız denizler karişmaz gibi bir şey çıkmamaktadır bununla birlikte يَبْغِيَانِۚ kelimesinin haddi aşacak şekilde olduğunu yukarıda anlatmıştır.


"Biri diğerine karışmaz" âyeti hakkında Katade dedi ki: Bunlar insanlara karşı sınırlarını aşarak onları suda boğmazlar. Bu denizler ile insanlar arasında bir kuraklık bölge meydana getirdi. Yine Katade'den ve Mücahid'den rivâyet edildiğine göre: Bu denizlerin biri diğeri aleyhine ileri giderek ona baskın gelmez, ondan üstün olmaz,


Bu kelime, "bağy" kökünden olup, "Onlardan biri diğerine bağyetmez (zulmetmez)" manasındadır. Ama tabiatcıların görüşü böyle değildir. Çünkü tabiatcılar, iki suyun ikisinin de tek bir parça olduğunu söylüyorlar. İşte bu sebeple Cenâb-ı Hak, o ikisinin zulmetmediğini-sınırı aşmadığını söylemiştir. Razı


Tefsirleri inceleye bilirsiniz diğer yorumlar ve delileri okuya bilirsiniz....





Suların tamamen karışmamasına berzah olan haloklin bariyeridir.


Gelin şimdi bilimsel incelemeye geçelim Buradan detaylı okuma yapabilirsiniz




Okyanuslar içinde büyük akıntılar vardır ki tuz oranı ve sıcaklık seviyeleri, içinden geçtiği okyanustan farklı olduğu halde, adeta bir damarın dokuyu besleyecek kanı iletmesi gibi hedef noktalarına iletilirler.


Körfez akıntısı, yolculuğuna Meksika Körfezinden başladıktan sonra Kuzey Amerika'nın doğu kıyılarını takip ederek, Florida kıyılarına oradan da Newfoundland'a hareket eder. Akıntı bundan sonra Atlantik Okyanusunu geçer ve 30°D, 40°K dolaylarında ikiye ayrılır; bir kolu Avrupa'nın batı kıyılarına ulaşır, öteki ise Batı Afrika kıyılarına doğru hareket eder. Akıntı'nın Meksika Körfezi'ndeki hızı 3,5 knot (6,5 km/saat) olarak ölçülmüştür. Buradaki debisi 30 milyon metreküptür ki Missisipi Nehri'nin birkaçyüz katıdır. Hatteras Burnu'nda hızı 1 knot'a kadar düşer. Kıta sahanlığından akan akıntının sıcaklığı Kıtanın sahilinden akan soğuk güney akıntısıyla 'Soğuk Duvar' adı verilen yapıyı oluşturur. Burada akıntının derin mavi suları diğer sulardan rahatlıkla ayırt edilebilir.


Bu Haloklin bariyerinden dolayı kuzey buz denizinde buzul alanlarda, denizin üst kısmında tatlı suya erişebilmeniz ve 50 metreden aşağıda ise tuzlu suya ulaşabilmeniz mümkündür. Doğası gereği hemen karışan su, görüldüğü gibi görünmez bir halocline bariyerinden dolayı birbirlerine karışamamaktadır. İşte böylece tatlı ve tuzlu suyun denizde karışmaması, Kutup denizlerinde net görülür.


. Literatürde birbirine karışmayan deniz olgusunu oluşturan bu duvara Termoklin ve Haloklin bariyerler denir. Buna yüzey gerilimi de denilir.


Denizlerin farklı yoğunluklarından kaynaklanan yüzey gerilimi, âdeta bir duvar gibi sularının birbirine karışmasını engeller. (Richard A. Davis, Principles of Oceanography, Addison-Wesley Publishing Company, Don Mills, Ontario, ss. 92-93)”




Dünyanın en büyük akıntılarını gösteren bir figür şöyledir; Resimde gördüğünüz gibi Meksika körfezinden gelen sıcak sular kutupları ısıtır. Bu sular dönerken soğuk olarak aynı rotadan gelir fakat birbirine zıt yönde hareket eden bu akıntılar aynı noktadan geçtikleri halde giden sıcak su akıntısı dönen soğuk su akıntısın üstünden geçtiği için birbirlerine karışmazlar. Adeta biri atardamar biri toplardamar gibi çalışarak Dünya’nın sıcaklığının ayarlanmasına katkı sağlarlar.





Yine Karadeniz’de de 2010 yılında araştırmacılar tarafından büyük ve tuzlu bir denizaltı nehri keşfedilmiştir. Bu da termoklin ve haloklin bariyerin bir örneğidir.



Meksika’da orman içinde Cenota Angelita adı verilen bir yer altı mağarası nehrinin, üstte tatlı su içerdiği altta ise tuzlu su içeriğine sahip olduğu belirlenmiştir. Tatlı ve tuzlu suyun burada neden karışmadığı, kaşifi tarafından yine haloklin bariyer ile açıklanmıştır.



Birbirine karışmayan deniz olgusuna örnek olarak yine atlas okyanusu altında Brine Pool adlı bir göl vardır ki gölün suyu üstündeki okyanustan daha tuzludur ve keskin sınırlarla ayrılır. Yaşayan canlıları farklıdır.


2013 yılında Germo Väli tarafından yayınlanan bir araştırma 1961–2007 arasında Baltık denizindeki bu haloklin bölgelerinin durumunu incelemiş.

Makalede şunlar açıklanıyor:

“Danimarka boğazlarının çevresinin tuzlu su girişleri nedeniyle tuzlulukta büyük değişikliklere neden olduğu Bornholm havzasında, haloklin bariyer sığdır, ancak akan tuzlu suyun Doğu Gotland havzasına girmesini engelleyen Stolpe kanalının girişine doğru derinleşir. Haloklin, Stolpe Kanalı, Gdansk Körfezi’nde ve hatta Doğu Gotland Havzası’nın girişinde nispeten derindir… Kuzey Baltık bölgesindeki haloklin, orta Baltık bölgesinden biraz daha derinde yer almaktadır. Genel olarak, Baltık Denizi’ndeki en derin kalıcı haloklinler en büyük taze tatlı su havuzunu içeren Gdansk Körfezi’nde ve Kuzey Baltık bölgesinde bulunur [Hordoir and Meier, 2010].”





“Suların Dünya’da karışmaması imkânsız, yavaş ta olsa karışırlar” diyerek mucizenin üstünü örtmeğe çalışıyorlar. Bu iddiayı da bilimsel görünüşlü ideolojik ateist bir site ilk defa ateistlere öğretti ve ateistlerde tutunacak başka dalları olmadığı için bu fikirlerini çürütseniz dahi bırakmak istemiyorlar ve açık bir mucizeyi tam tersine bilimsel çelişki imiş gibi gösterecek kadar pişkin bir durum sergiliyorlar.


Buradaki yanılgıları şundan kaynaklanıyor ki, bizler suların karşılaştığı yerde oluşan HALOKLİN BARİYERİN sürekli uzayıp gittiğini ve Dünya’yı çevrelediğini böylece bu suların hiçbir yerden birbirine karışacak bir delik bulamadıklarını iddia etmiyoruz. Fakat ateistler bilimin haloklin bariyer olarak adlandırdığı bu müthiş bilimsel gerçeği sulandırmak için müslümanların böyle bir iddiada bulunduğunu söyleyerek gerçekleri sapıtıyorlar. Elbette ki haloklin bariyer sonsuz kadar uzamaz, haloklin bariyeri bir çizgi üzerinde takip ederseniz bir noktadan sonra zayıflar ve sonra kaybolur.


Birbirine karışmayan deniz suları haloklin bariyerin kalktığı uzak noktalarda karışırlar. Fakat geri dönüp haloklin bariyerin olduğu yere geldiğinizde burada haloklin bariyerin devam ettiğini ve yıllarca belki yüzyıllarca o bölgede haloklin bariyer olduğunu ve kimyasal yapıları ve sıcaklıkları farklı suların BU NOKTALARDA karışmadıklarını görürsünüz. Bu olayı anlamak istemeyen ateist arkadaşlara bir defa daha tekrar ediyorum, haloklin bariyer olan noktalarda denizler birbirine karışmaz fakat kilometrelerce ileri noktalarda haloklin bariyer yoktur oralarda karışır. Haloklin bariyer olmayan yerlerde bu suların karışması HALOKLİN BARİYER gerçeğini değiştirmez.



Aynı şekilde birbirine karışmayan denizlerin eski suları farklı noktalara göç ederek er ya da geç birbirine karışır doğru ama yeni gelen sular arasında daima orada bir perde vardır ve bu yüzden denizlerin birbirinden ayrılma mucizesini her daim gözünüzle görebilirsiniz. Yani birinci örnekte genç kalan insanlar değil insanların oluşturduğu ordudur. İkinci örnekte de birbirine karışmayan sular değil suların oluşturduğu denizlerdir. Umarım anlaşılır olmuştur.


Kuran’ın birbirine karışmayan deniz olgusunu Gaius veya Aristo’dan almış olduğunun iddia edilmesi kitabetten çok anlamayan, kütüphaneleri olmayan, interneti olmayan bir toplum için iddia edilmesi çok saçma geliyor. Hele hiçbir yanlışlarını almayıp sadece doğruları aldığını iddia etmek de mantık safsatasının ikinci perdesini oluşturuyor. Bu eski filozofların bilimsel anlamda söylediklerinin bugün yüzde doksanının yanlış olduğu biliniyor. Ama Kuran’da hiçbir bilimsel çelişki yoktur..


Sonuç: Yapmış olduğumuz incelemelerde bahr su kütlesinin tamamı için kullanılmaktadır berzah ise her türlü engel anlamına gelmektedir karışamaz anlamına gelen Yebġiyân aşırı olacak hadi aşacak anlamında olduğunu delileri ile ispat ettik ayete asla edatı olmayıp istisnayı barındırdığını söyleye biliriz ayetin mesajı açık olmakla birlikte mesajı iletirken birden çok bilgiyi vermektedir. denizlerde olan canlılık farkı kimyasal farklar tuzluluk oranları ile denizlerin tamamen bir karışma olmadığını bunun ise Haloklin bariyerinin varlığı ile olduğunu delileri ile göstermiş olduk ..


Bilim ve yaratılış ağacına yapmış olduğu bu güzel çalışmadan bir çok alıntı yaptık kendilerine teşekkür ediyoruz


Araştırmacı MUSTAFA ALİ UÇAR


Kaynaklar









2.065 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page