top of page

DAĞLAR DEPREMİ ENGELEMEZ Mİ?

Güncelleme tarihi: 15 Haz






🔹 Dağlar depremin sebebi değil, sonucudur.


Modern jeolojiye göre:

  • Depremler, yer kabuğundaki tektonik levhaların hareketiyle oluşur.

  • Bu hareketler sırasında levhalar birbirine çarpar, ayrılır veya sürtünür.

  • Zamanla bu baskılar, yer kabuğunda kıvrılmalar ve yükselmeler oluşturur — bu da dağların oluşumudur.


🔎 Örnekler:

  • Himalayalar, Hindistan levhasının Asya levhasına çarpmasıyla oluşmuştur.

  • Alpler, Afrika ve Avrasya levhalarının çarpışmasıyla ortaya çıkmıştır.

➡️ Yani önce tektonik hareket (deprem), sonra dağ gelir.




“Hem dünya hareketiyle sizi sarsmasın diye, yeryüzüne sabit dağlar koydu. Amaçlarınıza ermeniz için ırmaklar, geçitler yerleştirdi.” (Nahl, 16/15)


“Yerin insanları sarsmaması için oraya dağlar yerleştirdik. Maksatlarına ermeleri için orada geniş yollar, geçitler yaptık.” (Enbiya, 21/31).


“O gökleri, gördüğünüz gibi, direksiz yarattı. Yere de sizi sarsmaması için, ağır baskılar, yani ulu dağlar koydu ve orada her türlü canlıyı üretip yaydı. Gökten de bir su indirdik, orada her güzel çifti yetiştirdik.” (Lokman, 31/10


Ayetlerin mealleri buna benzer şekillerde meal edilmektedir



Öncelikle "أَن تَمِيدَ بِكُمْ": “Sarsılmasın diye”


  • Buradaki "أن" edatı ta‘lîliyyedir, yani sebep bildirir.


  • Fiil muzarî (تميد) yani geniş zaman, süreklilik, potansiyel ifade eder.

❌ Asla, ebediyen, hiçbir şekilde sarsılmayacak✅ Sarsılmaması için / sarsılmaması maksadıyla

Burada "asla" (لن) gibi mutlak olumsuzluk yoktur. Yani Allah, “dağlar sayesinde yer asla sarsılmaz” demiyor, “dağlar yere bir istikrar katmak üzere konmuştur” diyor.


Usûlde şu temel kural vardır:

"Lafız umum ifade etse de, delil varsa kayıt altına alınır."

Bu ayetlerde geçen "sarsmama" ifadesi:


  • Mutlak değildir.

  • Genel bir işlev, maksat, hikmet bildirir.

  • İstisnai sarsıntılar (deprem vs.) bu işlevi geçersiz kılmaz.

Nitekim Enbiyâ 21/31'de de:

لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ — "Umulur ki doğru yolu bulurlar"

denerek, amacın hidayet ve düşünme olduğu hatırlatılır. Yani fenomenin mutlak doğasını değil, işaret ettiği anlamı esas alır.



🔹 Köken: ر س و (R–S–W) kökünden gelir.


🔸 “Revasî”, bu kökten türeyen çoğul bir isimdir. Müfredi: râsiye (راسية)🔸

  • Sabit, ağır, yere kök salmış şey

  • Sıkı tutunan, yerinden kolay oynamayan

  • Özellikle çapa atan gemi, ağır dağ, demir gibi sabit unsur

📘 Zemahşerî (Keşşâf) ve Râzî (Mefâtîh) gibi müfessirler “revasî” kelimesinin “cibal”dan farklı olarak dağların “istikrar verici yönünü” öne çıkardığını ifade eder.
❗ Revasî: Dağın şekli değil, fonksiyonu ve sabitlik özelliği vurgulanır.


🔹 Kök:  “تَمِيدَ” (Temîd) Ne Demektir?


م ي د (M–Y–D) kökünden gelir.Fiil: مَادَ – يَمِيدُ – مَيْدًا / مَوْدًا

🔸 Sözlük anlamları:

  • Eğilip bükülmek

  • Yalpalamak, devrilmek

  • Denge kaybı yaşamak

  • Geminin sallanması

📚 [Lisânu’l-ʿArab], [Müfredât (Râgıb)], [Tâcu’l-ʿArûs] gibi klasik sözlükler, bu kelimenin fiziksel bir sarsıntıdan çok, istikrar kaybı, düzen bozulması anlamı taşıdığını belirtir.

❗ Yani “تَمِيدَ بِكُمْ” = “sizi sarsmasın, dengeden düşürmesin, altüst etmesin”

Bu kullanım, deprem anlamından daha geniştir:

  • Ekonomik, coğrafî, psikolojik, toplumsal sarsıntılar

  • Yaşamın sürdürülemez hale gelmesi

  • İklim dengesizliği, yön bulamama gibi sonuçlar da dahildir


✅ 3. “Cibâl” Değil, Neden “Revasî”?


Kur’ân’da “cibâl” (dağlar) kelimesi sık geçer; ama bu ayetlerde “revasî” seçilmiştir. Neden?

“Cibâl”

“Revasî”

Fiziksel olarak dağları tanımlar

Fonksiyonel olarak sabitliği anlatır

Topoğrafik bir anlam taşır

Metafizik/düzen sağlama anlamı içerir

Dağın şeklini vurgular

Dağın hikmetini/fonksiyonunu vurgular

🔍 Bu tercih, ayetin mesajının coğrafî şekil değil, ilâhî düzen olduğunu gösterir.


















Revasî kelimesi, “Resv” veya “Rüssuv” kökünden gelen “er-Rasî” kelimesinin çoğuludur; bir yerde sabit olmak, bir baskı unsuru olmak, bir yere yerleşmek manasına gelir. (bu özeliği taşıyan her şey için bu kelime geçerli olmaktadır) Genel bir vasfı olması haysiyetiyle genelde dağlar için kullanılmıştır.



Ayete geçen “sarsıntı”yı ifade eden kelime ise “Meyd” kökünden gelen -Made-Yemîdu- “Temîdu” fiilidir. bu kelime sözlükte ve tefsirlerde genelde ''çok şiddetli'' bir sarsıntı için kullanılmaktadır.

Nitekim, bazı tefsirlerde yerküresinin bu sarsıntısı denizde alabora olmak üzere olan geminin sağa-sola hareket ederek maruz kaldığı sarsıntıya benzetilmiştir.(bk. Razî, ilgili ayetin tefsiri).




Kuranda deprem için kullanılan kelime ise زلزل zilzal kelimesidir.



Kur’an’ın doğrudan “dağ” (cebel) demek yerine, ağırlık ve baskı unsuru olan “revasî” kelimesini kullanması çok ilgi çekicidir.



Deprem Etkisini Azaltan Doğal Unsurlar


Zemin Türü


  • Sağlam, sert kayalardan (örneğin granit) oluşan bölgelerde sarsıntı daha az hissedilir.

  • Gevşek, yumuşak zeminlerde (alüvyon, kum, dolgu) sarsıntı şiddetli hissedilir ve yapılar kolay yıkılır.


📌 Bilimsel çalışma örneği:

  • Yumuşak zeminlerde "sismik dalga genliği" %100-500 arasında artabilir.Kaynak: Kramer, S. L. (1996), Geotechnical Earthquake Engineering.



Şimdi ise bilimsel olarak dağların baskı unsuru olma özeliği ile yer yüzünde denge sağladığını bunun da izostasik denge olarak aktarıldığını Dağların deprem hareketinin azalamasını sağladığını veya ''genelde'' engel olduğunu söyleyebiliriz .


 İzostatik Denge (Isostatic Equilibrium) Nedir?


  • Dünya'nın kabuğu, yoğunluk farkları nedeniyle yer kabuğunun farklı kalınlıklarda ve yüksekliklerde bölümleri (dağlar, deniz tabanları, platolar) "yüzer" gibi dengede durur.

  • İzostasi, kabuk bloklarının yer çekimine karşı denge kurmasıdır.

  • Kütle olarak daha ağır ve kalın kabuk kısımları, yerin daha derinlerine gömülür, hafif kısımlar ise daha yüksekte kalır.

Örnek:

  • Buzdağını düşünün; suda yüzen buzdağının büyük kısmı suyun altında gizlidir. Aynı şekilde dağların "kökleri" (yer kabuğundaki kalınlaşmış bölümleri) yerin derinlerine doğru iner.

  • Bu denge sayesinde dağlar "yüzer" ve ağırlıklarıyla yeryüzünü sabitlerler.


Dağların Oluşumu

Dağlar genellikle şu süreçlerle oluşur:

a) Levha Çarpışmaları (Orojenez)

  • İki tektonik plaka çarpıştığında, yer kabuğu kıvrılır, yükselir ve dağlar oluşur.

  • Örneğin Himalayalar, Hint ve Avrasya plakalarının çarpışması sonucu oluşur.

  • Bu süreçte kabuk kalınlaşır, dolayısıyla dağların "kökleri" derinleşir.

b) Volkanik Faaliyetler

  • Magmanın yüzeye çıkmasıyla volkanik dağlar oluşur.

c) Çöküntü ve Kıvrılmalar

  • Bazı dağlar, yer kabuğundaki kıvrılmalarla yükselir.

. İzostatik Dengenin Dağlardaki Rolü

  • Dağların ağırlığı, yer kabuğunu aşağı doğru iter ama kabuk daha derinde genişler ("kök" oluşturur).

  • Bu kalınlaşma, kabuğun dengesini sağlar.

  • İzostatik denge, dağların ani çökmelerini ve aşırı sarsıntı yaratacak hareketleri önler.

  • Bu anlamda, dağlar yeryüzünde "stabilite" ve "denge" unsurudur.



Depremle İlişkisi


  • Dağlar, fay hatlarının bulunduğu bölgelerde oluştuğundan, burada deprem riski vardır.

  • Ancak dağların kalın kabuk ve kök yapısı, sismik enerjinin bazı frekanslarını emebilir veya yayılımını değiştirebilir.

  • Böylece yüzeydeki sarsıntı belli ölçüde azalabilir.

  • Bu bilimsel açıdan, dağlar depremi "engellemekten" çok, etkisini düzenlemek ve sınırlamak görevindedir.




. Dünyaca ünlü deniz altı jeologlarından biri olan prof. siaveda ise; kıtalardaki dağlar ve okyanuslardaki dağlar arasındaki temel fark materyalindedir… fakat her ikisinde de dağları destekleyen kökler vardır. eski abd ulusal bilimler akademisi başkanı olan frank press "the earth" adlı kitabında dağların kazık şeklinde kökleri olduğuna değiniyor.



Hareket ve Denge Üzerine Basit Fiziksel Örnek


  • Hareket halinde olan bir cisme yukarıdan basınç uygulamak, o cismin hareket enerjisini azaltır veya hareketini durdurur.


  • Örneğin;

    • Dönen bir topaç üzerine hafifçe bastırdığınızda, dönüşü yavaşlar ve sonunda durur.

    • Masada titreşen bir telefonun üzerine hafifçe bastırırsanız titreşimi azalır.


Bu Benzetmenin Dağlar ve Depremle İlişkisi


  • Depremler, yer kabuğundaki kırılmalar ve hareketlerle oluşur; yani yer kabuğu bir nevi sürekli "titreşim" veya "enerji hareketi" halindedir.

  • Dağlar, yer kabuğunun kalın ve ağır kısımları olarak, bu hareketlerin üstünde bir tür baskı (basınç) unsuru gibi davranır.

  • Bu basınç, yer kabuğundaki hareketlerin (örneğin fay hattındaki kaymaların) bir miktar sınırlandırılmasına, enerjinin yayılmasının düzenlenmesine katkıda bulunur.

  • Yani tıpkı topaç veya titreşen telefon üzerindeki el basıncı gibi, dağlar da yerkabuğundaki hareketlerin şiddetini azaltmaya yardımcı olur.





Videolar







Konu ile ilgili kaynaklardan çok fazla alıntı yapılmıştır kaynakları tamamen okumanızı tavsiye ederim


Araştırma Hazırlama Mustafa Ali UÇAR



KAYNAKLAR











Comments


  • Twitter
  • YouTube
  • Facebook - White Circle
  • Instagram - White Circle

Hubeyb öndeş 

bottom of page