top of page

DEVELERİN EVRİMSEL YARATILIŞ ÖZELİKLERİ



Gâşiye Suresi - 17 . Ayet Tefsiri


Ayet

  • اَفَلَا يَنْظُرُونَ اِلَى الْاِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْࣞ


Meal (Kur'an Yolu)


﴾17-20﴿


Peki onlar devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bakmazlar mı?


İbil kelimesi genellikle “deve” anlamındadır ama bazı kıraatlarda son harf şeddeli okunuyor “ibill” gibi. O zaman da “yağmur yüklü bulutlar” anlamına geliyor. Ayette her iki anlam da kastedilmiş olabilir.



Devenin Özellikleri


Birinci makama gelince, biz diyoruz ki: Devenin çeşitli özellikleri var:


1) Allahü teâlâ, insanlarca beslenen hayvanları çeşitli maksatlardan ötürü yaratmıştır: Bazan, eti yenilsin diye; bazan sütü içilsin; bazan, yolculukta insanlar üzerine binsin; bazan, insanların eşyasını bir beldeden başka bir beldeye taşısın; bazan da, kendisinde hir süs ve güzellik bulunsun diye yaratmıştır ki bu faydaların tümü devede vardır. Allahü teâlâ bu hususu, şu ifadeleriyle ortaya koymuştur: "Onlar görmediler mi ki, Biz onlar için, ellerimizin eseri olarak nice hayvanlar yarattık. Dolayısıyla onlar, onlara sahip olurlar ve o hayvanları onlara itaatkar kıldık, kimisi onların binitidir, kimisini de yerler" (Yasin, 71-72) ve "Davarları da O yaratmıştır ki bunlarda sizin için ısıtıcı ve korucuyu maddeleri ve nice nice menfaatler vardır. Onlardan yersiniz de. akşamleyin getirirken, sabahleyin salıverirken onlarda sizin için (ne) güzel bir zinet (ve zevk) vardır. Onlar sizin ağırlıklarınızı yüklenir, yarı canınız tükenmeden varamayacağınız diyarlara (sizi) götürür"' (Nahl, 16/5-7). Bu özellikler diğer hayvanlardan hiçbirinde toplanmamıştır. Binâenaleyh bu özelliklerin kendisinde toplandığı hayvan, enteresan bir hayvan olur.


2) Bu özelliklerden sadece birine sahip olan hayvanların, kendilerine has özelliklerinden her birinde dahi deve onlardan daha üstündür. Çünkü eğer deveyi süt hayvanı olarak kullanırsan, herkese süt içirirsin ve süte kandırırsın. Yok eğer, eti için beslersen, yedirirsin ve pek çok kimseyi doyurursun. Eğer onu bir binek olarak kullanırsan, onunla, başka bir hayvanla kat edilmesi mümkün olmayan uzun mesafeleri kat edebilirsin. Çünkü devede, uzun süre yolculuğa dayanma, susuzluğa sabretme ve başka bir hayvanın yetinemeyeceği otlarla yetinme özelliği vardır. Yok eğer deveyi yük hayvanı edinirsen, başka hayvanların tek başına taşıyamayacağı ağır yükleri onunla taşıyabilirsin.


3) Deve, Arapların kafasında-gönlünde yer etmiş, önemli bir varlıktır. İşte bundan ötürü Araplar, öldürülen bir insanın diyetini, deve üzerinden hesap etmişlerdir. Arap krallarından biri, uzak yerden kendine gelen bir şaire bağışta bulunmak istediğinde ona yüz deve verirdi. Çünkü kişinin gözü başka şeyi değil, ancak bu develeri almakla doyardı, onun gözünü bu doldururdu. İşte bundan ötürü Hak teâlâ, "Akşamleyin getirirken, sabahleyin salıverirken onlarda sizin için güzel bir zinet var" (Nahl, 16/6) buyurmuştur.


4) Bir toplulukla birlikte bir çölde bulunuyordum. Derken yolu şaşırdık. Bunun üzerine oradakiler, öne bir deveyi sürdüler ve onun izince gitmeye başladılar. Derken bu deve bir tepeden diğer bir tepeye, bir yerden, diğer bir yere gidip duruyordu, herkes de onu izliyordu. Uzun bir süre sonra yolu buldu. İşte biz bu hayvanın tek bir defada bu yolu nasıl bulabildiği, onu hafızasına nasıl aldığı konusunda şaşırıp kalmıştık. Öyle ki bu insan topluluğu bile, o yolu bulmaktan aciz kalmış, ama o hayvan bu yolu bulabilmişti.


5) Deve, son derece çok iş yapma gücüne rağmen, küçük bir çocuk gibi en zayıf bir insana bile boyun eğip, ona itaat etmesi ve çökerek, üzerine yük yükletmesi, sonra da ayağa kalkma özelliklerinde, diğer hayvanlardan farklıdır.


Binâenaleyh, onda bulunan bu gibi pek çok özellikler, insanın, onun yaratılışına ve terkibine bakmasını, böylece de Hakîm bir Yaratıcının varlığı hususunda bununla istidlal etmesini gerektirir. Hem sonra Araplar sıhhatli ve hastalıklı olması hususunda, develerin hallerini ve onların menfaatlerini-zararlarını en iyi bilen insanlardır. İşte bütün bu sebeplerden ötürü, Hakîm Allah'ın devenin yaratılışı üzerinde düşünmeyi emretmesi güzel ve yerinde olmuştur.


TEFSİR-İ KEBİR MEFATİHU'L - GAYB




Devenin Evrimsel Yaratılışı


  1. Kökeni ve Tarihi

    • Develerin ataları, yaklaşık 40-50 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da ortaya çıkan Protylopus adlı küçük, orman canlılarıydı.

    • Zamanla bu atalar farklı coğrafyalara yayıldı; bir kolu Güney Amerika’da lamalara, diğeri ise Asya’ya göç ederek bugünkü Bactrian (çift hörgüçlü) ve Dromedary (tek hörgüçlü) türlere dönüştü.


  2. Morfolojik Evrim

    • Atalarının küçük tırnaklı ayakları, geniş ve yastıklı ayaklara dönüştü; bu, kumda batmadan yürümeyi sağladı.

    • Vücut ısısı kontrolü, ısıl esneklik kazanarak gün içi sıcaklık değişimlerine dayanacak şekilde gelişti.


  3. Fizyolojik Adaptasyonlar

    • Oval kırmızı kan hücreleri, dehidrasyon durumunda bile akışkanlığı korur.

    • Su tutma sistemleri: Mide, böbrek ve deri yapısı su kaybını minimize edecek şekilde evrimleşti.


  4. Davranışsal Uyarlanmalar

    • Yön belleği, sosyal yapı ve besin seçiciliği, çöl gibi zor ortamlarda yaşama yeteneğini pekiştirdi.


  5. Genetik Veriler

    • Genom çalışmaları, develerin ısı şoku proteinleri, tuz toleransı ve susuzlukla başa çıkma genleri açısından özgün mutasyonlara sahip olduğunu gösterir.


Deve, çölün ortasında yaşayan olağanüstü bir canlıdır. Onun yaratılışı, çöl şartlarına göre ince ince işlenmiş ve bütün vücut sistemleri bu amaca uygun olarak uyarlanmıştır. Aşağıda, onun yaratılışında görülen yapı ve işleyiş bütünlüğü maddeler hâlinde sunulmuştur.


1. Vücut Yapısı ve Dış Morfoloji

  • Boyut: Omuzdan yüksekliği 1.8 – 2.1 metre, ağırlığı 400 – 1000 kg arasında değişir.

  • Hörgüç: Yağ deposudur. Besin bulamadığında bu yağı enerjiye çevirir. Bu yönüyle yiyecekten bağımsız günlerce hayatta kalabilir.

  • Tüy Yapısı: Kalın ve yansıtıcı tüyleri, çöl güneşinin kavurucu sıcaklığını yansıtır ve vücut sıcaklığını düzenler.

  • Deri: Su kaybını en aza indirecek şekilde yapılandırılmıştır. Özellikle diz ve göğüs bölgelerinde kalın deri yastıkları vardır (çöl kumuna çökerken korunma için).


2. Ayak Yapısı ve Hareket Sistemi

  • Ayak Tabanı: Geniş, yayvan ve yumuşak dokuludur. Kumda batmadan yürüyebilir.

  • Diz ve Eklem Yapısı: Vücudu çölde uzun mesafeler yürüyecek şekilde tasarlanmıştır.

  • Tırnak: Toynakları yoktur; parmaklarının ucunda küçük sertlikler vardır; bu da esnek hareket kabiliyeti sağlar.


3. Görme, Solunum ve Korunma Sistemi

  • Üç Göz Kapağı: Kum fırtınasında gözü korur. Üçüncü kapak (nictitating membrane) saydamdır ve gözü silmeden kaplar.

  • Uzun Kirpikler: Gözleri toz ve kumdan korur.

  • Burun: Kapanabilen burun delikleri vardır; kum fırtınasında toz girişini engeller.

  • Mukozal Sistem: Nefes alırken su buharını geri dönüştürür; böylece su kaybı en aza iner.


4. Vücut Sıcaklığı ve Terleme Kontrolü

  • Termal Esneklik: Vücut ısısını 6-7 °C arasında esnetebilir (34–41 °C). Böylece gündüz terlemez, gece yeniden soğur.

  • Ter Bezleri: Ancak kritik eşik aşılınca çalışır; bu sayede su kaybı minimize edilir.


5. Su Dengesi ve Kan Özellikleri

  • Su Toleransı: Susuzluğa 10 gün dayanabilir. Su bulduğunda 100 litreye kadar içebilir.

  • Kan Hücreleri: Eritrositleri ovaldir. Bu, susuzlukta plazma hacmi azalsa bile kanın akışını sürdürmesini sağlar.

  • Kan Hacmi Toleransı: %25’e kadar kan kaybına dirençlidir (insanda bu oran ölümcüldür).


6. Sindirim Sistemi ve Beslenme

  • Çok Bölmeli Mide: Geviş getirmese de 3 bölmeli mideyle selüloz gibi sert bitkileri sindirebilir.

  • Sindirilen Gıdalar: Tuzlu, dikenli, kuru çöl bitkilerini rahatça yer.

  • Su Kaybını Önleyici Dışkı: Katı ve kuru dışkı üretir. İdrarı da çok yoğundur.


7. Üreme ve Yavru Yetiştirme

  • Gebelik Süresi: 12-14 aydır.

  • Yavru: Doğar doğmaz birkaç saat içinde ayağa kalkabilir.

  • Süt: Devenin sütü çok besleyicidir. Yağ oranı düşük, laktoz ve antikor oranı yüksektir.


8. Davranışsal Özellikler

  • Yol Belleği: Uzun mesafeleri ezberler; çölde kaybolmaz.

  • Homurdanma ve Tükürme: Rahatsızlık veya tehdit anında ses çıkarır ve tükürür.

  • Sosyal Yapı: Sürü hâlinde yaşar; lider seçimi ve sosyal hiyerarşisi vardır.


9. Ekolojik Adaptasyonlar

  • Isı Farkına Dayanıklılık: Gündüz 50 °C, gece 0 °C’ye varan ısı farklarında zarar görmeden yaşar.


  • Kum Fırtınası Toleransı: Göz, burun ve deri yapısı onu bu ortamda canlı tutar.

  • Çöl Yolculukları: Günde 40-50 km yükle yürüyebilir.


10. Genetik ve Evrimsel Bilgiler

  • Köken: 40 milyon yıl önce Kuzey Amerika’da ortaya çıktığı ve Asya’ya göç ettiği düşünülmektedir.

  • Modern Türler: Dromedary (tek hörgüçlü) ve Bactrian (çift hörgüçlü)

  • Genetik Uyarlanmalar: Kuraklığa, tuzluluğa ve ısı stresine karşı genetik kodlamalara sahiptir.










İnsanoğlu çölde yol alırken, onun yükünü çeken, susuzluğa direnen ve kavurucu sıcak altında dahi hayatını sürdürebilen bir canlıyla karşılaşır: deve. Fakat bu deve, yalnızca biyolojik bir varlık değil; aynı zamanda derin bir anlamın, aklî bir delilin ve ilahî bir muradın tecessüm etmiş hâlidir.

Her şeyden önce, deve sonradan meydana gelmiştir; doğmuştur, büyümüştür, yaşlanır ve ölür. Kendiliğinden ezelî bir varlık olamaz. Bu sonradanlık (hudûs), onun bir başlatıcıya, bir ilk var ediciye muhtaç olduğunu gösterir. Ancak bu başlatıcı da başka bir şeye muhtaç olmamalıdır; ezelî, kadîm ve zorunlu varlık olmalıdır. Çünkü devenin varlığı zorunlu değildir; var olması da mümkündür, hiç olmaması da. Var oluşu kendi zatından kaynaklanamaz; bu yönüyle de mümkün varlıktır ve zorunlu bir faile muhtaçtır.


Deveye dikkatle bakıldığında onun gelişigüzel bir yapılar yığını olmadığı anlaşılır. Göz kapakları, burun yapısı, hörgüçleri, tüy yapısı, kan damarlarının dizilimi, böbreklerinin çalışma prensibi ve hatta ayaklarının genişliği hep birlikte çöl şartlarında hayatta kalmayı mümkün kılacak şekilde düzenlenmiştir. Bu düzenlilik, sadece parçaların varlığını değil, bu parçaların maksada uygun bir biçimde bir araya getirilmesini, yani bir nizamı gösterir. Nizamın olduğu yerde ise kör tesadüf değil; ilim, irade ve kudret sahibi bir fail söz konusudur.


Ancak bu düzen, yalnızca genel bir düzen değil, aynı zamanda çok hassas ayarlara dayanır. Deve, 50 derece sıcaklığa rağmen metabolizmasını sürdürebilir, vücut ısısını esnetebilir, çok az suyla günlerce yaşayabilir. Bu özelliklerin biri eksik olsa, yaşaması mümkün olmazdı. Demek ki bu canlı sadece genel olarak yaratılmamış, aynı zamanda bulunduğu ortama özel olarak ayarlanmış bir yapı taşır. Tıpkı gözün ışığa göre yaratılması gibi, deve de çöl için yaratılmıştır. Bu da gösterir ki, onun yaratılışı hem bilgi, hem gaye, hem hikmet ile olmuştur.


Sonuç olarak


Deve, hem başlangıcı olan (hudûs), hem zatı gereği var olmayan (imkân), hem fonksiyonel ve anlamlı olarak düzenlenmiş (nizam), hem de yaşadığı çevreyle olağanüstü uyumlu şekilde hassas ayarlanmış (hassas ayar) bir varlıktır. Bu dört açıdan bakıldığında devenin varlığı, ancak:


Zorunlu, ezelî, ilim ve kudret sahibi, hikmetle fiil icra eden bir Yaratıcı’nın eseri olabilir.

Deveye bakmak, aslında bir tefekkürdür; ve bu tefekkürde görülen yalnız bir hayvan değil, varlığın arkasındaki ilahî kasıt ve kudretin açık izidir.


Hazırlayan: MUSTAFA ALİ UÇAR

Comments


  • Twitter
  • YouTube
  • Facebook - White Circle
  • Instagram - White Circle

Hubeyb öndeş 

bottom of page