top of page

ENBİYA 30 BİLİMSEL MUCİZE (GETİRİLEN İTİRAZLAR VE CEVAPLARI)

Güncelleme tarihi: 18 Haz


ree


Öncelikle yazılarımda sürekli söylediğim kuranın birden çok şeye bir söz ile aktarmasını dile getireyim.


Kuranın gerek dili gerekse edebi yapısı çok zengindir. bu yüzden bir şeyi anlatmaz çok şeyi anlatır. İlahi mesajın bu özeliğine kuranın bir kelam ile çok şey söylediği bütün meal ve tefsir yazarları tarafından kabul görmüştür. Bunları meallerin farklı oluşu ve tefsirlerin birden çok şeyi aktarması ve ön sözlerinde bunu delileri ile aktarmaları ile tespit edebilirsiniz. Ayrıca Lokman, 31/27 Kehf sûresi 109. Açıklamalı meallere ve tefsirlere bakınız.


Bu ayetlerden biri Embiya 30 ayettir. Ayetin asıl mesaj yaratıcının gökleri yeri yaratan canlıları da yaratan olduğunu gücünün kudretini anlatmaktır. Lakin bu mesaji verirken insanlara bir kaç bilgiye işaret eder. Bunlardan biri ise GÖKLERİN YERİN BİTİŞİK OLDUĞU SONRA ONLARIN AYRILDIĞI VE HER CANLI ŞEYİN SUDAN YARATIKMIŞ olduğudur.


Kuranda asıl olan mesajdır. Mesajı verirken kulanmış olduğu lafız ve lafızda olan işaretler sadece birer araçtır.


اَوَلَمْ يَرَ الَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا اَنَّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ كَانَتَا رَتْقاً فَفَتَقْنَاهُمَاۜ وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَٓاءِ كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّۜ اَفَلَا يُؤْمِنُونَ


İnkâr edenler, gökler ve yer bitişik iken onları ayırdığımızı ve her canlıyı sudan yarattığımızı görmezler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı? Enbiyâ Suresi - 30



Ayete رَتْق : Birleştirmek ve yapıştırmaktır; bu, doğuştan da olabilir, sonradan da. Allah buyurur ki: أَنَّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا : Gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık (21/Enbiyâ 30) .https://www.kuranmeali.com/Aciklama.php?id=528&islem=mufredat&kok=%D8%B1%20%D8%AA%20%D9%82



Ayet فَتْق : İki bitişik şeyin arasını ayırmaktır. Bu kelime, رَتْق /yapışık’ın zıddıdır. Allah buyurur ki: أَوَلَمْ يَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاءِ كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ : Kâfirler, gökler ile yer birbirine yapışıkken onları ayırdığımızı ve bütün canlıları sudan meydana getirdiğimizi görmüyorlar mı? (21/Enbiyâ 30) https://www.kuranmeali.com/Aciklama.php?id=528&islem=mufredat&kok=%D8%B1%20%D8%AA%20%D9%82




Burada bazıları Sema gök yüzünün tamamı için olmadığını sadece atmosfer olduğunu söylüyor. Oysa sema genel bir ifadedir kuran da bunu görebilirsiniz ayrıca sözlüklerde ve tefsirlerde mealler bunun genel bir anlam olduğunu aktarmaktadır. Ayrıca السَّمٰوَاتِ Cemi çoğul olarak gelmektedir. 2


Bunun dışında bir kaç saçma iddialar var. Bunlardan birisi: ayetin öncesi sonrası ile okuyun kozmolojiye dahil bir şey söylemediğini görürsünüz. söylemidir. Ayetlerin öncesi ve sonrası ile okuyan tüm herkes görecektir ki kozmolojik bir olguya işaret etmesine hiç bir engel yoktur. Birde şöyle saçma bir şey söyleyenler var kuran yer diyor yerde dünya oluyor. Uzaya göre yer diye bir şey yok ayrıca bir çok gezegen var o halde bu kozmolojik bir şeyi anlatmıyor. Kuran muhatap aldığı insanlar insanlarda yer yüzünde olduğu için yeryüzüne göre konuşmasından daha doğal bir şey olabilir mi? Ayrıca kuran bize kozmolojik bir eğitim veren bilim kitabı değildir. Bilimsel olgulara yeryüzünde olan insana göre işaretler verir ve sonuçları aktarır.


Saçmalamalara cevap verdiğimiz için kusura bakmayın çünkü bilgisi olmayanlar bazen bu saçmalıkların eleştiri olacağını düşüne biliyor..


Bir diğeri eski tefsirlerde olan farklı anlayışlar: Ayetin farklı yorumları veya birden çok şeye işaret etmesi kozmolojik bir olguya işaret etmediğinin kanıtı değildir .Öncelikle herkesin bunu iyice idrak etmesi gerekiyor.


Bazıları yağmurun yağması ,çimenlerin çıkması gibi bir şeyi anlamış .Eğer buna işaret etse yağmur ve bulut bunları da kullanabilirdi. Ayrıca ilk muhatabında yanlış anlayışı olabilir. bizlerinde onlarında bilmediği bazı şeyler olabilir...


İkrime, Atıyye el-Avfî ve İbn-i Zeyd, göklerin ve yerin bitişik olmasından maksadın, bunlardan her birinin önceleri delik olmadıkları sonra Allah'ın, gökleri delerek oradan yağmur indirdiği, yerleri yararak oradan bitkiler çıkarıp sular fışkırttığı anlamına geldiğini söylemişler ve buna delil olarak ta şu âyetleri zikretmişlerdir. "İçinde hâdiseler tekrarlanan göğe, yanlan yere yemin olsun ki, muhakkak Kur'an, hak ile bâtılı ayıran ilahî bir kelamdır." Tarık Sûresi, Âyet: 11-13 2


"Ratq" ve "Fetq" Kelimelerinin Asıl Anlamı Bağlamdan Saptırılıyor


a. "Ratq" = sıkı birleşmiş, ayrılmamış, iç içe geçmiş


b. "Fetq" = parçalanma, çözülme, açılma


Bu iki kelime, yağmurun gökten inmesi veya bitkinin yerden çıkması gibi olayları anlatmak için Kur’an’da başka kelimelerle ifade edilir:


  • Yağmur: أنزلنا من السماء ماءً (gökyüzünden su indirdik) → “enzelnâ”


  • Bitki: فأنبتنا بها من كل زوج كريم → “enbetnâ” (bitirdik)


Ancak “ratq” ve “fetq” kelimeleri daha çok kozmik bir ayrılma, büyük çaplı bir

“yarılma/parçalanma” için kullanılır.


Tarık 11-13 Ayetleri Bu Anlama Delil Olamaz

وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الرَّجْعِ وَالْأَرْضِ ذَاتِ الصَّدْعِ إِنَّهُ لَقَوْلٌ فَصْلٌ“İçinde dönüş olan göğe, yarılma olan yere andolsun ki, şüphesiz bu (Kur’an) kesin ve ayırıcı bir sözdür.” (Târık 11-13)

  • ذات الرجع” = Göğün döngü sistemi (yağmur, buharlaşma vs.)


  • ذات الصدع” = Yerin çatlama ve ürün verme özelliği


Bu ayetler, doğrudur, yağmurun inişi ve bitkinin çıkışı gibi anlamlara gelir. Ancak bunlar, Târık Suresi bağlamında yemin konusudur.


Yani Târık'ta:


  • Allah, yaratılışta gözle görülen olaylara yemin ederek, Kur’an’ın hakikatini vurgular.

Ancak Enbiyâ 30. ayette:


  • Kur’an’ın hakikati değil, kâinatın başlangıç yapısı konu edilir.


Dolayısıyla Tarık 11-13 ayetleri, Enbiyâ 30’daki "ratq-fetq" kelimelerinin anlamını tayin edemez. Çünkü bağlamlar tamamen farklıdır.



Abdullah b. Abbas'ın şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Bu ifadeden maksat, gökle yer birbirlerine yapışık idiler Allah bunları birbirlerinden hava ile ayırdı. Gök yukarı kalktı yer aşağıda kaldı." demektir.


Mücahid ve Süddî ise demişlerdir ki: "Bu ifade: "Gökler ve yer birer tek kütle halindeyken Allah bunların her birini yedi parçaya ayırmış ve böylece yedi gök yedi yer haline getirmiştir." demektir.


Big Bang (Büyük Patlama) Teorisine İşaret


❖ Ayette geçen ifade:

  • "كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا"

“İkisi bitişikti (ratqan), biz onları ayırdık (fetq).”

❖ Bilimsel karşılığı:


  • Modern kozmolojiye göre evren, başlangıçta aşırı yoğun ve sıcak tek bir noktada (singularity) idi.


  • Bu noktada madde, enerji, uzay ve zaman iç içeydi — yani bir “ratq” hâliydi.


  • Sonra Büyük Patlama (Big Bang) ile evren genişlemeye başladı — “fetq” durumu.


✅ Uyum:

Kur’an’ın bu ayette kullandığı kelimeler (özellikle ratq ve fetq) şaşırtıcı derecede bu bilimsel modeli andırır.


Her canlı şeyin sudan yaratılması ise genel bir ifade olup bütün canlıların başlangıcında ve devamında su olduğunu söyleye biliriz... 5


Canlıların Temel Bileşeni Olarak Su

وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاءِ كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ“Her canlı şeyi sudan yarattık.”

❖ Bilimsel veri:


  • Modern biyolojiye göre canlı hücrelerin %60-90’ı sudan oluşur.

  • Su, hücresel metabolizma, madde taşınımı, ısı dengelemesi gibi tüm temel biyolojik işlevlerin olmazsa olmazıdır.


  • Nitekim NASA bile başka gezegenlerde hayat ararken, “Follow the water” (suyu takip et) prensibini kullanır.


✅ Uyum:

Kur’an’ın bu kadar erken dönemde hayatın temelini suya bağlaması, bilimsel olarak olağanüstü isabetlidir.


Gene bazıları işaretleri görmemek için اَلَمْ يَرَوْا görmediler mi? kafirler o zaman büyük patlamayı nasıl görecekler diyor


“Yera” fiili sadece “gözle görmek” anlamına gelmez


🔹 Ayette geçen:

أَوَلَمْ يَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا"İnkâr edenler görmediler mi?"

Bu cümledeki "يَرَ" fiili Arapça’da basiret, akletme, düşünme, bilimsel çıkarım anlamlarını da taşır. Bu Kur’an'da çok sayıda yerde görülür.


🔍 Örnekler:


a. “Devenin nasıl yaratıldığına bakmazlar mı?” (Gâşiye 17)

أَفَلَا يَنْظُرُونَ إِلَى الْإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْDevenin yaratılışı anlık bir gözlem değil, bir tefekkür konusudur.

b. “Göğe bakmazlar mı, nasıl yükseltilmiş?”

أَفَلَمْ يَنْظُرُوا إِلَى السَّمَاءِ فَوْقَهُمْGöğün yapısı gözle görülemez, bu bir düşünsel analizdir.

✅ Sonuç:


Yera” fiilinin kullanılması, “gözle görmek zorundalar” anlamına gelmez. Buradaki anlam:“Görmüyorlar mı, anlamıyorlar mı, düşünmüyorlar mı?” şeklindedir.




Büyük patlamayı bugün görmüyoruz Arta kalan kozmik radyasyonlarına ve doppler etkisine bakarak bu olgular ile büyük patlama teorisinin sonucuna varıyoruz ayrıca bunu gözle görmek ile sınırlı tutamayız bu bilgi bir şekilde ( peygamberin bu bilgiyi vermesi veya bunu diğer dinlerin öğretilerinde bildirmesi .) onlar bilmiyor idrak edemiyor mu? diye anlaşılabilir Fil süresinde Fil sahiplerine neler olduğunu görmedin mi diyor peygamber bunu görmemişti yada Enbiya 6 ayete nice nesiller helak oluşunu görmüşler mi? benzer ayetler vardır Yani Arapça’da “Görmüyorlar mı? Düşünmüyorlar mı?” anlamlarına gelen “E-Lem- Yere/Tere” şeklindeki istifham/soru sitili, gerçek bir sorgulamaya değil, konuyu pekiştirmeye yöneliktir.



Bilim değişirse diyenler vardır bu arkadaşlar bilimsel olgular ve değişkenleri ayırmakta zorlanıyor. Bilimsel olgu olan evrenin tek bir noktadan ayrılarak genişlemesi bir olgudur. Buna dahil bir çok deliler var :Değişecek olan evren bir başka evrenin içinde bitişik iken ayırdı. Birden çok evrenler mi bu şekilde olduğudur. Bunlar ise ayete aktarılan evrenin bitişik iken ayrılma olgusuna ters değildir ayrıca bizler bu kasıt edilen mesajdır demiyoruz işarettir diyoruz. Bu argüman tefsirin yanlış olması kuranın yanlış olduğunu göstermez.


Böyle bir bilgi diğer kitaplarda var diyenlere her kavme elçi gitti ve bazı mesajların kalmış olması kuranı doğrulamaktadır. Kuranın doğru olanları alması diğerlerinde binlerce çelişki olduğu halde hiç bir çelişki olmayıp çok daha fazla ve açık bir şekilde işaret etmesi bu kitabın çok anlamlı ilahi bir kelam olduğunun delilidir.


Ayette ifade edildiği gibi birbiriyle iç içe, "ratk" durumundaydılar. Ardından bu madde şiddetli bir patlamayla yarılıp ayrıldı. Yani Kur'an'ın "fatk" kelimesiyle beyan ettiği ayrılma fiili meydana geldi. Büyük Patlama ya da Big Bang, evrenin yaklaşık 13,8 milyar yıl önce aşırı yoğun ve sıcak bir noktadan meydana geldiğini savunan evrenin evrimi kuramı ve geniş şekilde kabul gören kozmolojik modeldir.


Büyük Patlama da, bilimin diğer tüm güçlü açıklamaları gibi bir teori ve birçok diğer güçlü teori gibi çok sayıda bilimsel veri ve bulguyla besleniyor ve bu sayede bünyesindeki doğa yasalarının neden ve nasıl o şekilde olduğunu açıklamayı başarıyor. Büyük Patlama Teorisi'ni besleyen gözlemsel verileri şu şekilde sıralamak mümkün:Evren çok karanlık bir yer. Geceleri, gezegenler de karanlığa gömülüyor. Evren sonsuz olsaydı, sonsuz sayıda yıldız ve sonsuz miktarda ışık olması gerekirdi; Evren karanlık olamazdı. Dolayısıyla Evren sonlu olmalıdır. Sonluysa, başlangıcı olmalıdır.


Evren'in daha uzak noktalarından Dünya'ya ulaşan ışığın spektrumu kırmızıya daha yakın frekanslara kayar. Buna kırmızıya kayma denir.


Evren'in "özel" olduğunu gösteren hiçbir niteliği yoktur. Dahası, Evren'in herhangi bir noktasının "özel" olduğunu gösteren hiçbir nitelik yoktur. Evren, her noktada homojen ve eş gibi gözükmektedir. Evren'in ne tarafına bakarsanız bakın, birbirine benzer nitelikler görürsünüz. Yani Evren izotropiktir. Bu gözlemler, Evren'in ya Büyük Patlama ile tek bir ânda başlayıp genişlediğini, ya da Sabit Denge Modeli'nde olduğu gibi ezelden beri bu şekilde olduğunu göstermektedir. Bugüne kadar geliştirilen diğer bütün modelleri (örneğin Sonsuz Evren Modeli gibi) elemektedir.


Peki bu iki teoriden Büyük Patlama Teorisi'nin daha geçerli olduğunu nereden biliyoruz?


Aşağıdaki ek gözlemler, Büyük Patlama Teorisi ile açıklanabilir; ancak Sabit Denge Modeli ile açıklanamaz: Uzayın derinliklerinden gelen radyo dalgaları ile kuasarların atım sayılarını, bu kaynakların akısına kıyasladığımızda Evren'in zaman içinde evrimleştiğini görüyoruz. Evren sabit değildir.


Evren'in her köşesini dolduran Kozmik Mikrodalga Artalan Işıması, Evren'in çok daha yoğun ve izotermal bir durumdan bugünlere evrimleştiğini göstermektedir.


Aynı ışımaya yönelik gözlemlerimizdeki sıcaklık dağılımlarının kırmızıya kayma ile uyumlu olması, Evren'in zaman içinde değiştiğini doğrulamaktadır.

Döteryum, 3HE, 4He ve 7Li gibi hafif izotopların Evren'de bol miktarda bulunması, Büyük Patlama Teorisi'nin öngördüğü ilk üç dakikada yaşanan olaylarla uyumludur


Buna ek olarak, Kozmik Mikrodalga Artalan Işıması'nın açısal güç spektrumunun milyonda birkaç parçacık seviyesinde olması, "karanlık madde ile dolu Evren modeli"ni öngören ve Büyük Patlama Teorisi'nin bir uzantısı olan Enflasyon Teorisi ile uyumludur 7


Kuran’ın mucize yönlerinden bir tanesi de bir cümle içinde çok hakikatleri barındırmasıdır, bu ayet hem evrenin hem atmosferin oluşumunu tek cümlede açıklıyor.


 Yerküre ve Atmosferin Başlangıçta “Bitişik” (Ratq) Oluşu


Kur’an'daki ifade:

"كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا"“İkisi bitişikti, biz onları ayırdık.”

🔹 Bilimsel karşılığı:


  • Başlangıçta Dünya’nın katı kabuğu yoktu, tam aksine:

    • Sıvı magma hâlinde, yüksek sıcaklıkta bir gezegendi.


  • Atmosfer yoktu.

    • Gök ve yer arasında ayrım yapılamazdı.

    • Moleküler yapı bakımından yer ve gök iç içe idi.

Bu dönemde gazlar (CO₂, CH₄, NH₃ gibi) volkanik bacalardan çıktı, yani göğe yükseldi.Böylece yavaş yavaş bir ilk atmosfer tabakası oluştu.


📌 Bu süreç:

"Yer ve gök bitişikti; biz ayırdık." ifadesiyle tam anlamıyla örtüşür.

🧪 2. Atmosferin Oluşumu: "Göğün Yer'den Ayrılması"


Bilimsel süreç:


  1. İlk oluşan atmosfer, yeraltından gelen gazlardan oluştu.

  2. Sonra siyanobakteriler gibi canlıların fotosentez yapmasıyla oksijenli atmosfer evresi başladı.


  3. Yani atmosferin bugünkü yapısı, yerden çıkan gazlar ve biyolojik süreçlerle oluştu.

Bu durum, “göğün yerden ayrılması” (fetq) kavramıyla çok güzel örtüşür.


Dünya’nın ilk zamanlarında atmosfer yoktu. Önce volkan bacalarından zehirli gazlar çıktı, daha sonra yaşamın başlamasıyla fotosentez oluştu ve atmosferde oksijen birikmeye başladı. Böylece atmosfer yeryüzünden ayrılan moleküllerden oluştu. Yani yerler ve gökler önce bitişikti sonra ayrıldı. Evren açısından düşünürsek bigbang patlamasından önce her şey tek noktada idi ve birleşikti. Patlamadan sonra her şey ayrıldı ve Dünya da oluştu. Yani başlangıçta yer ve gök bitişikti, sonradan ayrıldı. Kuran’da göklerin bitişik olması ayeti hem atmosfere hem evrene uymaktadır. Devamı için bakınız.. https://www.bilimveyaratilisagaci.com/2021/03/kurana-gore-gokler/



Araştırma: ve Hazırlama Mustafa Ali UÇAR



Kaynaklar





http://islamilimleri.com/.../021/Tefsir/Turkce/08/033.htm Diğer tefsirlere bakınız ! 1 .2 .3 .4 .5.6
















Yorumlar


  • Twitter
  • YouTube
  • Facebook - White Circle
  • Instagram - White Circle

Hubeyb öndeş 

bottom of page