KELAM İLMİ
- MUSTAFA ALİ UÇAR
- 23 Şub
- 5 dakikada okunur
Kelimenin çoğulu olan kelâm sözlükte “yaralamak, etkilemek” anlamındaki kelm kökünden türemiş bir isim olup “bir fikri tam olarak anlatan söz” demektir. Kelâm ilmi konusu, amacı ve ekolleri dikkate alınarak farklı şekillerde tanımlanabilir. Konusuna göre yapılan tanımların bir kısmı Allah’tan başka nübüvveti, bir kısmı da âhireti tarifin kapsamına almakla yetinmiş (et-Taʿrîfât, “Kelâm” md.; Topaloğlu, s. 48), bir kısmı imanın üç temel esasına da yer vermiştir. Buna göre kelâm “Allah’ın zâtından ve sıfatlarından, nübüvvet konularından, başlangıç ve sonuç itibariyle kâinatın hallerinden İslâm kanunu üzere bahseden bir ilimdir” (Bilmen, s. 5). Kelâmın gayesine göre yapılan tanımları arasında Ebû Nasr el-Fârâbî ile Adudüddin el-Îcî’nin tarifleri kabul görmüştür. Fârâbî’nin tanımı şöyledir: “Kelâm sanatı, din kurucusunun açıkça belirttiği belli düşünce ve davranışları teyit edip bunlara aykırı olan her şeyin yanlışlığını sözle gösterme gücü kazandıran bir tartışma yeteneğidir” (İḥṣâʾü’l-ʿulûm, s. 71). Fârâbî, bu tanımında kelâm alanına sadece inançları değil davranışlara ilişkin temel dinî ilkeleri de dahil etmiş ve kelâmın genel çerçevede dini korumayı amaçlayan bir disiplin olduğuna dikkat çekmiştir. Adudüddin el-Îcî’nin tarifi de bir yönüyle Fârâbî’nin tarifiyle paralellik gösterir: “Kelâm, kesin deliller getirmek ve ileri sürülecek karşı fikirleri çürütmek suretiyle dinî inançları kanıtlama gücü kazandıran bir ilimdir” (el-Mevâḳıf, s. 11).

Kelâm ilminin yöntemi, inançların doğru bir şekilde anlaşılması, savunulması ve şüphelerin çürütülmesi için belirli bir yaklaşım ve metodolojiye dayanır. Bu yöntem genel olarak dört ana aşamadan oluşur:
Naklî Deliller (Vahiy Temelli Deliller): Kelâm, temel olarak İslam inançlarını Kur'an, hadis ve diğer naklî kaynaklardan alır. Bu deliller, dini esasların doğruluğunu savunmak için başlangıç noktasıdır. Kelâm âlimleri, vahiyden gelen metinlerin anlamlarını analiz eder ve onları akıl yoluyla temellendirirler.
Aklî Deliller (Akıl Temelli Deliller): Kelâm, sadece naklî delillere dayanmaz, aynı zamanda akıl ve mantık yoluyla da inançları savunur. Bu aşama, felsefi bir yaklaşımı içerir ve akıl yürütme yöntemlerine dayanır. Örneğin, Tanrı'nın varlığı ve birliği gibi konular, akıl yoluyla yapılan düşünsel argümanlarla temellendirilir.
Mantıklı ve Sistematik İntikal (İzah ve İspat): Kelâmcılar, dini meseleleri sistematik bir şekilde ele alarak, inançları mantıklı bir biçimde izah eder ve doğru sonuçlara ulaşmak için çeşitli akıl yürütme teknikleri kullanırlar. Bu süreçte, varlık, yaratılış, ahiret, peygamberlik gibi konularda tartışmalar ve argümanlar geliştirilir.
İtirazları Çürütme (Şüphelerin ve İtirazların Reddi): Kelâm, farklı felsefi ve dini akımların itirazlarını çürütmek için bir araçtır. Kelâmcılar, İslam'ın inançlarına karşı ortaya atılan şüpheleri ve eleştirileri mantıklı ve etkili bir şekilde çürütür. Bu aşama, özellikle doğru inancın korunmasını ve yanlış inançların engellenmesini sağlamak için önemlidir.
Bu dört ana yöntem, kelâm ilminin temel yapı taşlarını oluşturur. Her bir adım, İslam'ın inanç esaslarını hem içsel olarak tutarlı hem de dışsal eleştiriler karşısında sağlam tutmak için geliştirilmiştir.
Kelâm ilmi, bilginin kaynaklarını üç ana başlıkta toplar: akıl, duyular (his) ve haber-i sadık (güvenilir haberler).
Akıl: Akıl, İslam inanç esaslarını anlamak, izah etmek ve ispat etmek için temel bir kaynaktır. Kelâmcılar, akıl yoluyla Tanrı'nın varlığı, birliği, peygamberlik gibi konularda mantıklı çıkarımlar yaparlar. Akıl, vahiy ile uyumlu bir şekilde çalışarak dini inançların temellendirilmesinde kullanılır. Akıl aynı zamanda, doğru inancın anlaşılmasında ve şüphelerin reddedilmesinde de çok önemlidir.
Duyular (His): Duyular, dış dünyadan bilgi edinmemizi sağlar. İnsanlar çevrelerini gözlemleyerek ve deneyimleyerek dış dünyayı kavrarlar. Kelâm ilmi açısından duyular, Allah'ın yarattığı evrenin gözlemlerini yaparak O'nun kudretini ve varlığını anlamamıza katkı sağlar. Duyular, akıl ile birleşerek insanın doğru inancı benimsemesinde yardımcı olur.
Haber-i Sadık (Güvenilir Haberler): Haber-i sadık, vahiy ve peygamberlerden gelen güvenilir bilgi anlamına gelir. Bu, dinî bilgilerin kaynağını ifade eder ve İslam inançlarının temellendirilmesinde çok önemli bir yer tutar. Vahiy ve peygamberlerin sözleri, İslam'ın doğru inanç esaslarını aktaran güvenilir bilgilerdir. Bu kaynağın doğruluğu, kelâm ilminin temellerinden biridir, çünkü iman esasları yalnızca vahiy ile doğrulanabilir.
Kelâm ilmi bu üç kaynağı birleştirerek, İslam inançlarının mantıklı, sağlam ve tutarlı bir şekilde savunulmasını amaçlar. Akıl, duyular ve güvenilir haberlerin her biri, inanç esaslarının doğru anlaşılması için birbirini tamamlayan unsurlardır.
Kelâm ilminin Allah’ın varlığını ispat etmek için kullandığı deliller, çok derinlemesine ve felsefi temellere dayanan argümanlardır. Her biri, farklı açılardan Allah’ın varlığını savunmaya yönelik olup, İslam inançlarının temellerini sağlamlaştırmaya yöneliktir. Şimdi, bu delilleri daha detaylı inceleyelim:
1. Fıtrat Delili (Doğa Delili)
Fıtrat delili, insanın doğasında Allah’a inanma eğiliminin bulunduğu varsayımına dayanır. İslam'a göre, insanlar doğuştan Allah’a inanma ve O'nu tanıma kapasitesine sahiptirler. Bu içsel eğilim, insanın ruhunda doğrudan yerleşik olan bir anlayıştır.
Özellikleri:
Fıtrat, insanın yaratılışında var olan bir özellik olarak kabul edilir. İnsanlar, bilinçli olarak tanrı arayışına girerler ve Allah’ın varlığına dair içsel bir arayış içindedirler.
Kelâmcılar, bu delili kullanarak, insanların Allah’a yönelmesinin, insan ruhunun ve doğasının Allah’ın varlığını tanımak üzere programlandığını savunurlar.
Ayrıca, fıtrat delili, Allah’ın varlığını kanıtlamanın dışında, bireylerin doğru dini inançları edinmeleri ve şüphelerden arınmaları için bir başlangıç noktasıdır.
2. Kâinatın İntizamı (Düzen) Delili
Kâinattaki düzen, uyum ve düzenlilik Allah’ın varlığını ispatlayan önemli bir akıl yürütme yöntemidir. Kelâmcılar, evrendeki düzenin rastlantısal olamayacağı ve her şeyin bir düzen içinde hareket ettiği düşüncesini savunurlar. Bu düzen, Allah’ın mutlak hikmetine dayalıdır.
Özellikleri:
Kâinatta her şey bir düzen içinde işler: örneğin, evrendeki fiziksel yasalar, mevsimlerin değişmesi, doğadaki denge. Tüm bu düzen, bir yaratıcı tarafından yerleştirilmiş bir sistemin göstergesidir.
Düzenin rastlantısal olması mümkün değildir, çünkü her şey birbirine bağlıdır ve bir değişiklik veya kaos, evrenin sisteminin bozulmasına yol açar.
Kâinatın yaratılması ve işleyişindeki bu mükemmel denge, Allah’ın varlığını ve O'nun kudretini akıl yoluyla ispatlar.
3. Hudus (Sonradan Olma) Delili
Hudus delili, evrendeki her şeyin bir başlangıcı olduğu ve dolayısıyla bir yaratıcıya ihtiyaç duyduğuna dayalı bir argümandır. "Hudus", bir şeyin sonradan var olması anlamına gelir. Her şeyin bir başlangıcı olması, yaratıcı bir gücün varlığını zorunlu kılar.
Özellikleri:
Her şeyin bir başlangıcı olduğu gözlemi yapılır; örneğin, bir nesnenin veya varlığın ortaya çıkması, bir sebep ve başlangıç gerektirir. Yani, bir şeyin "sonradan" var olması, ona bir sebep olmasını zorunlu kılar.
Hudus delili, varlıkların bir yaratıcıya ihtiyaç duyduğunu savunur. Her şeyin bir zamanlar yok olduğu ve sonradan var olduğu gözlemi, Allah’ın zorunlu olarak bir yaratıcı olduğunu ortaya koyar.
Bu delil, özellikle İmam Eş'ari tarafından savunulmuş ve Allah’ın varlığını akıl yoluyla ispatlama amacını gütmüştür.
4. İntikal (Geçiş) Delili
İntikal delili, evrendeki her şeyin birbirine bağlı olduğuna ve her şeyin bir nedenden kaynaklandığına dayanır. Eğer bir şey bir diğerine bağlıysa, her şeyin bir ilk nedeni (Allah) tarafından var edilmiş olması gerekir.
Özellikleri:
Evrendeki her varlık, bir diğerine bağımlıdır; örneğin, bir şeyin var olabilmesi için önceki bir şeyin var olması gerekir. Bu karşılıklı etkileşim, bir ilk nedenin gerekliliğini ortaya koyar.
Bu ilk neden, Allah’tır. Yani, her şey bir "ilk sebep" (Allah) tarafından yaratılmıştır ve bu ilk neden, evrendeki tüm varlıkları açıklayabilecek tek güçtür.
İntikal delili, evrendeki hareket ve değişimlerin ardında bir zorunlu ilk nedeni kabul eder ve Allah’ın bu ilk neden olduğu sonucuna varılır.
5. Akıl ve Mantık Delili
Akıl ve mantık, Allah’ın varlığını ispatlamak için kullanılan önemli araçlardır. İnsanlar, akıl yoluyla varlıkların varlıklarının sebeplerini araştırabilir ve her şeyin bir ilk nedeninin olması gerektiğini anlayabilirler.
Özellikleri:
Akıl, evrenin düzenini ve işleyişini analiz eder ve her şeyin bir yaratıcısı olması gerektiği sonucuna varır.
Mantık, varlıkların birbirine bağımlı olduğunu ve her şeyin bir zorunlu ilk neden gerektirdiğini ortaya koyar.
Akıl yoluyla yapılan çıkarımlar, Tanrı’nın varlığını ortaya koymak için önemli bir yöntemdir. Ayrıca, Tanrı’nın birliğini, kudretini ve her şeyin yaratıcı gücü olarak işlev görmesini anlamak için de akıl kullanılır.
Kelam ilmi için kitap okuma
Kelam ilmi video oynatma listesi
Comments