top of page

KURANI DOĞRU ANLAMANIN YÖNTEMİ AKAİD BİLGİSİ

Giriş: Kuranı kerim çok anlamlı bir kitaptır kuranı doğru bir şekilde anlamamız için bir takım ilkelere uymamız gerekmektedir bunların başında samimiyet dürüstlük gibi evrensel ilkelerin yayında kuranı parçacı ve Lafızcı yaklaşımdan uzak durup kuranın mesajına yönelik sağlıklı bir okuma yapmamız gerekiyor kuranı doğru şekilde anlamanın bir diğer ilkesi (akaid) islamın temel inanç ve ahlak ilkelerine uygun bir anlayış ile bakmak zorundayız...


İslam dinin temel esasları akaid için buradan bakabilirsiniz



Kur’an’ın bütününe baktığımızda, onun bütün sure ve ayetlerine kadar nüfuz eden dört ana gayesi bulunduğunu görürüz. Kur’an bahsettiği her şeyi bu dört gayeyi kuvvetlendirmek için ifade eder.


Bunlardan birincisi zatında, sıfatlarında, fiillerinde, eserlerinde ve mülkünde hiçbir ortağı, benzeri, dengi bulunmayan Allahu Teala’ya iman etmek manasına gelen tevhid esasıdır.


İkincisi, Alemlerin Rabbi'nin emirlerini bize ulaştıran, peygamberlik müessesesini ifade eden nübüvvettir.


Üçüncüsü, haşir, yani öldükten sonra yeniden diriltilerek ebedi bir hayata kavuşmaktır.


Dördüncü esas ise adalettir. Kur’an’da insanların dünyada huzurlu bir hayat yaşamaları için gerekli olan adalet emredilir İnsanların hayatlarına bu prensipler çerçevesinde bir düzen vermek hedeflenir Alemlerin Rabbi olan Allah’ın adaletinin bütün kâinatı kuşattığı, haşirde de tam olarak tecelli ederek herkese iyilik ve kötülüğünün karşılığını vereceği bildirilir.




İnsanların algısından kaynaklı olan bir çok anlayış sorununu temel ilkelere göz önünde tutarak çözebilirsiniz


Gelin şimdi bunu örnekler üzerinden bakalım


1. Kuranda biz ifadesi geçiyor o halde kuranda çok tanrılı bir dini anlatıyor.


Böyle bir sözü söyleyen kişi samimi dürüst değildir İslam tevhid dinidir.


Biz ifadesinin mahiyetini anlamamış olsak bile (ki bu anlamamak bizden kaynaklıdır) Bunun çok tanrıya yönelik olduğu tevhid ilkesi gereği düşünemeyiz


Peki o halde bu çelişki denirse çelişki sizin algınızda anlayışınızdadır


Biz ifadesi Cenab-ı Hakk'ın kendi azamet ve kudreti, ulûhiyet ve kibriyâsı ile hitap ettiğini bildirirler. Yâni Cenab-ı Hak, esmâ-i hüsnâsı ve sıfatlarıyla birlikte hitap ederek, kendi büyüklüğünü ve celâlini bildirmektedir


Bazan biz de kendi yaptığımız bir işten bahsederken bile "Biz yaptık" demez miyiz?


2. Kısas hükmü Köleyi öldüren hür ise kısas uygulanmaz anlayışı (bakara 178 Maide, 5/45) Canın eşitliği ve adalet ilkesi gereği yanlış bir anlayıştır .


Hanefi alimlerine göre, “Ey iman edenler! Öldürülen kimselerin hakkını almak için size kısas farz kılındı. Hür hür ile, köle köle ile, dişi dişi ile kısas olunur...” mealindeki ayette, erkek ile kadın, hür ile köle ayırımı yapılmamıştır. Bilakis -hadiste de rivayet edildiği üzere- daha önce cahiliye Araplarından bazı kabileler kendilerini üstün gördükleri için şöyle bir yargıya varmışlardı: “Başka kabileden bir köle bizim kabilemize ait bir köleyi öldürse, biz kısas olarak -o katil köleyi değil- o kabileden bir hür adamı öldüreceğiz. Şayet başka kabileden bir kadın bizden bir kadın öldürse biz -o katil kadını değil- kısas olarak o kabileden bir erkeği öldüreceğiz..” İşte bu ayet bu haksız ve zalim kararı düzeltmek üzere inmiştir.



3. Kurada savaş ayetleri var İslam savaş dinidir anlayışı Canın neslin korunması özgürlük adalet barış gibi temel ilkelere ters anlayıştır savaşlar zulme karşı fitneye karşı saldırılara karşı yapılmaktadır ayetleri mesaj üzerinden bütüncül okuyunuz


İslam, hâkim güçlerin göstermeye çalıştığı gibi savaş dini değildir, aksine yeryüzünde gerçek manada barışı, adaleti ve iyiliği isteyen, zulmü engelleyip herkesin birbirleriyle dost olduğu bir Dünya kurmanın yegâne çaresidir. Sürekli barış nutukları atıp her yere kan ve gözyaşı götürmekten başka bir şey yapmayan yalancı sistem ve yönetimler gibi ikiyüzlü değildir. İslam ismi bile zaten barış ve esenlik demektir. Cennet’te insanların birbirlerine Selam demesi bu yüzdendir. Barış ve esenlik demektir. Barışı ve adaleti isteyen tek gerçek bir sistem varsa o da Allah’ın insanlara din olarak gönderdiği İslam’dır. Bunun haricinde söylenen ve yapılanlar ise hâkim güçlerin algı oyunlarından ve İslam’ı kötü göstermek için kurdukları tezgâhlardan ibarettir. Muhammed 4 , Tevbe 5 gibi ayetler zorunluluk oluşan durumlar için aktif savunma yapılmasını bildiren ayetlerdir..


4 Kuran köleliği yasaklamıyor anlayışı Alllah'tan başkasına kulluk edilmez ilkesi hürriyet ilkesine aykırıdır Kuranda insanları köleleştirme yoktur var olan köleleri ise hürriyetine kavuşturma esastır.

Aşağıdaki ayetler köleliği kaldırmaya teşvik eden ayetlere örnektir, Allah’ın muradının köleliğin kaldırılması yönünde olduğunu Müslümanlara açık açık bildirmiştir.

Bakara 177: “Gerçekte erdemlilik, yüzünü doğuya veya batıya çevirmeniz ile ilgili değildir; ama gerçek erdem sahibi, Allah'a, Ahiret Günü'ne, melekler, vahye ve Peygamberlere inanan, servetini -kendisi için ne kadar kıymetli olsa da- akrabasına, yetimlere, ihtiyaç sahiplerine, yolculara, (yardım) isteyenlere ve insanları kölelikten (cariyelikten) kurtarmaya harcayan; namazında devamlı ve dikkatli olan ve arındırıcı (mali) yükümlülüğünü ifa eden kişidir; ve (gerçek erdem sahipleri) söz verdiklerinde sözünü tutan, felaket, zorluk ve sıkıntı anlarında sabredenlerdir. İşte onlardır sadakatlerini gösterenler ve işte onlardır Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar.”

Beled 12: “Fakat insan, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin? Köle azat etmektir veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut toprakta sürünen bir yoksulu doyurmaktır.”


Amacımız yıkım değil imar etmek olmalıdır zan ile değil hüsnü zan ile yaklaşmalıyız.


Sonuç: Kuranı doğru şekilde anlamanın başında samimiyet dürüstlük hüsnü zan gelmektedir Kuranı salt lafızcı parçacı bir yaklaşım ile değil bütüncül ve mesaj odaklı okumamız gerekiyor kuranı okurken temel imanç ve ahlak esaslarına uygun okuma yapmamız gerekiyor.

Doğa ve kozmoloji ile ilgili ayetlerde vermek istenen mesajın yaratıcının her şeye gücü yetiğini ve her şeyin yaratıcısı olduğunu kısalardan bir çok hisse olduğu mesajı verilmektedir.

Kuranı anlama yöntemi sadece bunula sınırlı tabi ki değildir kuranı anlamak için ayrıca kuranın anlama yöntemi olan usulü tefsir bilgisi de gerekmektedir.


Bir sonraki yazımızda usulü tefsir üzerine duracağız...


ARAŞTIRMACI


MUSTAFA ALİ UÇAR


Kaynaklar







191 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page